Ressam : Henri Matisse (1869-1954)
Resmin Adı : The Green Line – The Green Stripe – Portrait of Madame Matisse (1905)
Nerede : National Gallery of Denmark, Kopenhag, Danimarka
Boyutu : 40,5 cm x 32,5 cm
Fransız ressam Henri Matisse, fovizm akımının öncüsüdür. Matisse bugün Picasso ile birlikte modern resmin kurucusu olarak anılır; Picasso biçime getirdiği yenilikle öncüyken, Matisse ise renklerin özgürlüğüne kattıkları ile öncüdür.
Matisse’in ailesi, küçük kuzey kasabası Bohain’de tohum işindeydi ve hayalleri oğullarını da esnaf yapıp işin başına koymaktı, ancak Matisse istemedi. Paris’te 1 yıl hukuk eğitimi aldı ve 19 yaşında Bohain’e döndüğünde hukuk stajyeri olarak işe başladı. Matisse isteksizdi, babası ise sürekli baskı yapıyordu. Bu durumdan sinirleri bozuldu, en sonunda sıkıntıdan hasta oldu. Geçirdiği apandist sonrası toparlanamadı. Aynı sıkıntıyla hastanede resim yapmaya başladı. Aynı odada yatan başka hastada görmüştü. Annesine resim malzemesi aldırdı. Söylediğine göre, o boya kutusunu gördüğü anda, resim yapmanın hayatının amacı olduğu anlamıştı.
Sonunda ailesini ikna edip Paris’e resim eğitimi almaya gitti. Önce Academie Jullian’a kaydoldu, sonra Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde profesör olan Gustave Moreau’nun öğrencisi oldu. Paris’te Güzel Sanatlar okuluna girmeyi de denedi ama çizim sınavında başarısız oldu, kazanamadı. Aslında çizim ve desen konusunda oldukça yetenekliydi ama yaptığı resimler onu heyecanlandırmıyordu. İlk dönem yaptığı resimlerden soldaki Still Life with Books and Candle (1890) ve sağdaki The Study of Gustave Moreau (1895) buna örnek olabilir.
1897 Matisse için önemli bir yıldı. Önce sevgilisi ve 3 yaşındaki kızı Marguerite’nin annesi olan Camille Joblaud’dan ayrıldı. Sanatında yeni bir şeyler denemek istediğine karar verdi. Belli ki içindeki yeni bir akım yaratacak arayışı hissediyordu. Sonra o zamanlar pek tanınmayan Vincent van Gogh’un resimleriyle tanıştı. Cezanne ve Gauguin resimlerine ilgi duymaya başladı. Seurat’nın divizyonizm tekniğini inceledi. Bu 4 ressamın resimlerindeki ifade biçimi ve renk kullanımı onu çok etkilemişti. Matisse 1897’den itibaren konularını renkle ifade etme üzerine çalışmaya başladı.
Aynı yılın sonunda Amelia ile tanıştı. Amelia iyi eğitimli, sanatçının halinden anlayan bir kadındı. 1898’te evlendiler. 1899’da Jean, 1900’de Pierre doğdu. Amelia, çocuklar Matisse’in çalışmasına engel olmasın diye iki oğlunu ailesinin yanına yolladı. Kendini Matisse’e adadı, ona hem modellik, hem de asistanlık yaptı. Matisse’in kızı Marguerite de ev işlerinde yardıma gelmişti.
Matisse, Amelie ve Marguerite, 1907 Marguerite, Pierre, Henri ve Jean, 1907
Fovizmin Doğuşu Matisse 1900’lerin başından itibaren resimlerinde canlı ve saf renkler kullanmaya başladı. Tüpten çıktığı gibi kullanılan parlak renkler ve objeleri çizgi yerine renklerle ifade etmek Matisse’in tutkusu olmuştu. 1905’te Andre Derain ile birlikte çalışmaya ve başka ressamlara ilham vermeye başladılar. Resimleri renklerle özgürleşmişti. Perspektifi renk katmanlarıyla ifade ediyorlardı. Geniş seyrek fırça darbeleri kullanıyorlardı. Tercih ettikleri renkler, konunun kendisiyle ilgisiz olabiliyordu. Örneğin bir ağacın gölgesi mor ya da deniz pembe olabilirdi. 18 Ekim – 25 Kasım 1905 tarihleri arasında düzenlenen Salon d’Automne sergisinde Matisse’in 10, Andre Derain’nın 9 resmi vardı. Aynı sergide Maurice de Vlaminck, Jean Puy, Kees van Dongen, Henri Manguin, Georges Baraque, Geroges Rouault, Raoul Dufy, Charles Camoin ve Albert Marquet’nin de resimleri sergilenmişti. Gözleri post-empresyonizme yeni yeni alışan sanat çevresi için bile bu kadarı fazlaydı. Sanat eleştirmeni Louis Vauxcelles sergideki resimlerden nefret etti. Sergide rönesans dönemini çağırıştıran bir heykel de vardı. Heykeli kastederek “Donatello au milieu des fauves!” dedi. Yani “Vahşi hayvanlar arasında bir Donatello.” Haraket etme amacıyla söylenmiş bu cümle gazetede yayınlanınca, Matisse ve arkadaşlarının akımı “le fauves – yahşi hayvanlar” ismi ile anılmaya başladı. Louis Vauxcelles yazısında Matisse’i fauve-in-chief (başkan), Derain’yı ise fauve-in-deputy (yardımcı) ilan etmişti. Bu sergide Henri Rousseau’nun 1905’te yaptığı The Hungry Lion Throws Itself on the Antelope resmi de sergileniyordu. Resim fovizm akımından bağımsızdı ama bir aslanın antilop avladığı bir sahteyi tasvir ediyordu. Muhtemelen Vauxcelles “vahşi hayvanlar” derken az önce gördüğü Rousseau resminin etkisindeydi. Matisse’in bu sergide sergilenen Woman with a Hat (1905) resmi fovizm akımının simgesi oldu. Aynı sergide yan odalarda Ingres ve Manet’nin retrospektif sergileri vardı. İnsanlar hem “vahşi hayvanlar” olarak anılan resimleri hem de Ingres ve Manet resimlerini görmek için 1905’teki Salon d’Automne’a akın ettiler. Fovizmin etkisi 1905-1908 arası 3 yıl sürdü. Diğer ressamlar yavaş yavaş başka akımlara yönlenirken, (Georges Baraque Picasso ile birlikte Kübizm’in öncüsü olacaktı) Matisse ömrü boyunca renkleri özgürce kullanmayı sürdürdü. Matisse’in 1905’teki Salon d’Automne’da resimlerinden ikisini aşağıda paylaşıyorum. Solda Open Window, Collioure ve sağda fovizmin sembolü olan Woman with a Hat.
Open Window, Collioure, 1905 Woman with a Hat, 1905
1905’te yaptığı The Green Line (Yeşil Çizgi) resmindeki kadın Amelia. Bu resim meşhur Salon d’Automne’da sergilenmedi ama benim için fovizmin en güçlü simgesi budur. Resimde Amelie’nin burnunun üstünde gördüğümüz yeşil çizginin hiçbir anlamı yok, ne bir duygu ne de biçim ifade ediyordu. Matisse’in amacı sadece yeşil rengin etikisini görmekti. Matisse istediğini etkiyi başarmıştı. Yaklaşık 40 cm boyutundaki bu küçük portrede canlı renkler kullanarak büyük bir etki yaratmıştı.
Michael (Gertrude ve Leo Stein’ın abisi) ve eşi Sarah Stein bu resmi satın aldılar. Matisse fovizm eserlerini ürettiği ve yeterince takdir görmediği yıllar boyunca Michael ve Sarah’ın büyük bir desteğini gördü. Çift San Francisco’dan gelip Gertrude ve Leo gibi Paris’e tanışmıştı. Matisse’in pek çok resmini satın alarak onu desteklediler. 31 yıl Paris’te yaşadılar. Bu resme I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Berlin’de el koyulmuş. Sonrasında yapılan açık arttırma ile satılmış ve Kopenhag’daki Ulusal Galeri’ye bağışlanmış. Aşağıdaki fotoğraf 1907 yılında Michael ve Sarah Stein’ın evinde çekilmiş. Solda Michael, yanında Sarah ve ortada Matisse’i, duvarda ise The Green Line resmini görüyoruz. Matisse 1916’da çiftin portrelerini yaptı. Michael ve Sarah Stein San Francisco’ya sahip olduklarını muhteşem resim koleksiyonu ilse döndü. Bu sayede çiftin portresi de günümüzde San Francisco’daki Modern sanat Müzesi’ndeki Matisse koleksiyonu arasında bulunuyor.
Michael ve Sarah Stein’ın evi, 1907 Sarah Stein, 1916 Michael Stein, 1916
Matisse I. Dünya Savaşı döneminde bile resimlerindeki renklerinden ve konularından vazgeçmedi. Bu yüzden diğer ressamlar tarafından eleştirildi de. Halbuki o oturduğu yerden konuşmayıp 2 oğluyla birlikte askere alınmak için başvurmuş bir vatanseverdi. Oğulları askere alındı, o yaşından dolayı askere kabul edilmedi; madem savaşamıyordu, resimlerine devam etmişti. Nice’e taşındı. Matisse aynı zamanda bir heykeltraştı. 1900-1950 arası yaptığı heykellerden 84 tanesi Nice – Cimiez’deki Musee Matisse’de sergileniyor.
41 yıllık evlilikten sonra Amelie ve Matisse 1939’da ayrıldı. Amelia hastalanmıştı ve artık Matisse’in ihtiyaçlarını karşılayamıyordu. Bir süredir Rus Lydia Delectorskaya, Matisse’e asistanlık asistanlık ve modellik yapıyordu. Amelie gidince Lydia yerini aldı. Aralarında bir şey olduğundan değil, Matisse’in maksatı üretken ortamını korumaktı.
Lydia Delectorskaya, 1935 Matisse Rosaire Şapeli için yatağında çalışırken, 1950
Matisse, onikiparmak bağırsağı kanseri oldu ve 1941’de riskli bir ameliyat geçirdi. Sonrasında vücudu yorgun düşmüştü. II. Dünya Savaşı boyunca eserler üretmeye devam etti. Daha dinlendirici, daha dekoratif eserler üzerinde çalıştı. Hastalığı sebebiyle yatakta ya da sandalyede olduğundan eskisi gibi rahat resim ve heykel yapamaz olmuştu. Bu dönemde yeni bir kolaj tekniği geliştirdi. Parlak renkli kağıtları keserek kolaj resimler de yaptı, hatta 1947’de yani 78 yaşındayken Jazz isimli kolaj kitabını bastı. 20 renkli baskı içeren bu kitap sadece 250 adet basıldığı için oldukça değerlidir. BBC, Victoria & Albert Müzesi’ndeki orjinal Jazz kopyasını incelediği bir video hazırlamıştı, youtube videounu izlemek isterseniz tıklayabilirsiniz.
1951’de Rosaire Şapeli’ne vitray ile renk verdi. Matissse 85 yaşında kalp krizi sebebiyle vefat ettiğinde hala eskiz yapıyordu. Eski eşi Amelie, resimlerine, yani mirasına sahip çıktı.
Günde 1 Resim, 31. gün, 27 Mart 2011
Sevgiler, Oylum Yüksel