Ressam : Sandro Botticelli (1445-1510)
Resmin Adi : Venus and Mars (1485)
Nerede : National Gallery, Londra, İngiltere
Boyutu : 69,2 cm x 173,4 cm
Asıl adı Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi ama o abisinin “küçük fıçı” anlamına gelen “Botticelli” lakabı ile anıldı. İtalyan Rönesans ressamı şanslıydı, sanat için en doğru şehir Floransa’da doğdu, üstelik Muhteşem Lorenzo lakabı ile anılan ve Floransa’da Rönesans’ın en büyük destekçisi olan Lorenzo Medici (1449-1492) ile aynı zamanda yaşadı. Abisinin yanında kuyumcu çırağı iken, Medici ailesinin desteği ile eğitim alıp ressam oldu.
Papa’nın daveti ile Michelangelo’dan yıllar önce, 1481’de Vatican’a gidip Sistina Şapeli’nde resim yaptı, Sistina’da boynumuz koparcasına tavanı ve Son Yargı freskosunu seyretmekten, güney ve kuzey duvarlara bakmayı ihmal ederiz, işte o duvarlardaki 12 freskolar arasında Botticelli’nin de emeği vardır.
Kuzey duvarındaki 6 İsa hikayesinden biri olan The Temptations of Christ ve Güney duvarındaki 6 Musa hikayesinden Events in the life of Moses (The Trials of Moses) ve Punishment of Korah freskolarını bizzat kendi yapmıştır.
Botticelli’nin resimlerinde Venüs, Madonna gibi ilahi karakterler olmuştur ama bu onun dine düşkünlüğünden değil, güzelliğe ve zarafete olan düşkünlüğündendir. Resimlerindeki kadın vücutları pek orantılı değildir, hatta perspektif anlamında da hatalarla doludur, ancak bu ilginç bir şekilde çok büyüleyici bir güzellikte olmalarını engellemez. Hatta bu gerçekçilikten uzak, uzun boyunlu ama güzel olan kadın tasvirlerinin, maniyerizm akımına 50 yıl kadar önceden ilham verdiğini söyleyebiliriz. Botticelli’nin stilini, rönesans akımı içinde sekülarizm ile bağdaştırabiliriz. Sekülarizm klasik mitoloji, tarihi konuları ya da insan ilişkilerini dini değerler ve gelenekler dışında tartışan bir eğilimdir.
Boticelli Roma’dan Floransa’ya döndükten sonra müthiş bir üretkenlikle şaheserlerini tamamladı. Söylenene göre ressamlara modellik yapan ve 22 yaşında vefat eden evli kadın Simonetta Vespucci’ye amansız şekilde aşıktı, onu hiç unutmamıştı. Hatta Venüs ve Mars, Venüs’un Doğuşu gibi 6-7 yıl sonradan yapacağı resimlerde hep onu hayal ederek yansıttı.
Venüs ve Mars resminde, çocukları yaramazlıkla meşgulken, Mars uyumakta, Venüs ise tüm güzelliği ile onu izlemektedir. Sonradan ortaya atılan bir iddiaya göre, Mars’ın kolunun altında, sağ alt köşede görünen otlar, uyuşturucu etkisi olan bir bitkidir ve Mars aslında uyumakta değil, uyuşup kendinden geçmiştir. Mars o kadar kendinde değildir ki satirlerin kulağına deniz kabuğu ile hava üflemesinden bile rahatsız olmaz. Bu iddia eğer gerçek ise Botticelli’nin yaşadığı dönem için oldukça riskli bir mizah anlayışı.
Botticelli, ölünce America Vespucci’nin ayakları altına gömülmek istedi ve bu isteği 65 yaşında öldüğünde gayet ciddiye alınarak gerçekleştirildi.
Bu muhteşem resimden etkilenen fotoğrafçı David LaChappel , Venüs ve Mars’ı Naomi Campbell’lı bu Rape of Africa (2009) fotoğrafında yorumladı. David LaChappel’in 2011’de İstanbul’da bir sergisi olmuştu, bu harika fotoğrafı o sergide görüp bayılmıştım.
Günde 1 Resim, 25. gün, 21 Mart 2011
Sevgiler, Oylum Yüksel