Ressam : Georges Seurat (1859-1891)
Resim: Circus Sideshow – Parade de Cirque – Sirk Geçiti (1888)
Nerede : Metropolitan Müzesi , New York, ABD
Boyutu : 99,7 cm x 149,9 cm
Sirk Geçiti (Circus Sideshow / Parade de Cirque), Seurat’ın ilk gece resmidir. Resimdeki tüm ışık, lambalardan gelen ışıktır. Aynı zamanda eğlence hayatını konu edindiği ilk resmidir. Divizyonizm tekniğinde yaptığı için gece sahnesini yansıtmasına rağmen, ışıl ışıl parlıyor resim.
1887 baharında Paris’in doğusundaki orta sınıf işçi mahallesine gelen Circus Corvi, Seurat’nın ilgisini çekmiş ve resmin kompozisyonu için çalışmalara başlamış. Ferdinand Corvi’nin sahibi olduğu gezici Corvi Sirki, 1870’lerden I.Dünya Savaşı’na kadar Paris’te gösteriler düzenlemiş. “Sideshow” ile kastedilen, sirk çadırının dışında, biletsiz izleyebileceğiniz, merak uyandıran küçük, eğlenceli performanslar. Amaç da resimdeki kuru kalabalığı bilet alması için gişeye yönlendirmek. Başrolde iki karakter var; biri tam ortaya yerleştirilmiş trombon çalan karakter. Diğer ise daha küçük boyutta olmasına rağmen, dikkat çeken bıyıklı karakter. Bu bıyıklı karakterin sirkin sahibi Ferdinand Corvi olduğu düşünülüyor.
Trombonist, 1887-88, Philadelphia Museum of Art, Philadelphia Ferdinand Corvi and Pony, 1887-88, Özel Koleksiyon The Tree, 1887-88, Özel Koleksiyon
Seurat, bu resmindeki boyutsuzluk hissini belli ki özel olarak tercih etmiş. İsteseydi derinlik hissini kolayca aktarırdı. Kompoziyondaki yerleşimin simetrik olmasına odaklanmış. 1887’den itibaren yaptığı etüdlerde, yerleşimden çok emin olduğunu görebiliyoruz.
Seurat, bu resmindeki boyutsuzluk hissini özel olarak tercih etmiş. İsteseydi derinlik hissini kolayca aktarırdı. Kompoziyondaki yerleşimin simetrik olmasına odaklanmış. 1887’den itibaren yaptığı etüdlerde, yerleşimden çok emin olduğunu görebiliyoruz.
Bu resim, aynı yıl yaptığı Modeller resmi ile birlikte 1888 Bağımsızlar Salonu’nda sergilendiğinde, Modeller’e nazaran gölgede kaldı. Aslına bakarsanız Seurat’nın tüm resimleri içinde empresyonistler tarafından en sert eleştirilenlerden biri oldu. Ama Metropolitan Müzesi’nde bu resim ile karşı karşıya kalma şansını yakalamış bir insansanız, resmin hipnotize edici etkisini bizzat yaşamışsınızdır.
Okumanızı tavsiye edeceğimiz diğer Georges Seurat yazılarımız ;
Neo-Empresyonizm
Empresyonizm ve Post-Empresyonizm arasında bir geçiş niteliğinde olan akımdır. Seurat, geliştirdiği divizyonizm tekniği ile Grande Jetta Adası’nda bir Pazar Günü Öğleden Sonra resmini 1886’da tamamlamıştı. Resim, Empresyonist sergide sergilendiğinde, izlenimcilerin çoğu resmi fazlasıyla mekanik buldular, beğenmediler. Neyse ki Seurat’nın sanatını anlayabilecek kişiler de vardı. Sanat eleştirmeni Felix Feneon, bu olağanüstü resmi gördüğünde Seurat’nın yeni bir akımın öncüsü olduğunu anlamıştı, Neo-Empresyonizm (yeni-izlenimcilik) terimini ilk kez kullanarak Empresyonizm ve Post-Empresyonizm arasında bir geçiş olan akıma ismini vermiş oldu. Neo-Empresyonizm akımını başlatan Seurat, empresyonistlerin sahnenin anlık bir izlenimini hızlıca resmetmek kuralıyla ilgilenmedi, ona göre resim, kompozisyonuyla, renkleriyle kusursuz şekilde önceden planlanmalıydı, bilimsel bir tekniği olmalıydı. George Seurat, yaşadığı dönemde arkadaşı ve takipçisi Paul Signac’ı, Camille Pissarro ve oğlu Lucien Pissarro’yu etkiledi. Seurat’nın 1891’deki erken ölümüyle, Paul Signac neo-empresyonizm akımının lideri oldu. Neo-empresyonizmi deneyen diğer ressamlar sonradan farklı tarzlara yöneldiler, sadece Signac 1935’teki vefatına kadar sadece neo-empresyonist eserler üretti. Neo-empresyonizm kısa bir geçiş dönemi gibi görünse de sanat tarihini değiştiren, post-empresyonizm, kübizm, fovizm akımlarını yönlendiren bir akımdı. İngilizcesi Neo-Impressionism, Türkçesi Neo-Empresyonizm olan akımından yeni-izlenimcilik olarak da bahsedilir.
Günde 1 Resim, 347. gün, 6 Şubat 2012
Sevgiler, Oylum Yüksel