1 Günde Meis Adası’nda neler yapılır?
Türkiye’deki telefonunuzun çektiği, gerekirse hesabı TL ile ödeyebileceğiniz, yarım saatte ulaşabileceğiniz ama her tarafından Yunanistan fışkıran bir ada Meis. Ada bugün bize çok cömertti, Mavi Mağarası’nda daldık, önce kalesine, yetmez deyip zirvesine çıktık, minicik adasında denize girdik, Likya kaya mezarını gördük, deniz kaplumbağasını, kedilerini besledik… Meisliler Türkleri çok seviyor. Yorgun ama çok mutlu Kaş’a geri dönüyoruz… Meis’de geçirdiğimiz harika günü feribotla Kaş’a dönerken böyle tanımlayıp bu video’yu paylaşmışız instagram’da.
Meis Adası’nı ilk kez 1988’de görmüştüm. Burnumuzun dibindeki bir adanın, hatta ana karaya İstanbul’daki adalardan bile daha yakın bir kara parçasının Yunanistan’a ait olmasını sindirememiştim. 80’lerde çocuk olanlar bilir, eğitim sisteminde Yunanistan’ı düşman gibi algılamamıza sebep olan anlatımlar vardı. Kendimce Meis’in Yunanistan’a ait olması büyük bir yenilgiydi. Meis madem Türkiye’nin değildi, o halde güzel de değildi. Zaten bana göre Kral Mezarı’nın olduğu sokak ile Kaş büyüleyici ve yenilmezdi. Büyüyüp de tarihi kitaplarda anlatılanlarla değil de kendi hümanist yaklaşımımla yorumlamaya başlayınca, yani artık ne ülke, ne ırk sınır tanımayıp tüm dünyayı keşfedilebilir bir coğrafya olarak görmeye başlayınca Meis de gitmek istediğim yerler arasına girmişti.
2010’dan beri Onur’la Kaş’a her gittiğimizde Meis Adası’na giden günübirlik feribot turlarının tanıtımlarını görüyor, her defasında birbirimize, bir daha pasaportları unutmayacağımızın sözünü veriyorduk. Eminim Kaş’a giden herkes Meis feribotu yazısını gördüğü an aynı hissi yaşıyordur. Kaş’a giderken pasaportu evde unuta unuta geçirdiğimiz 5 yıldan sonra, sonunda 2015’de Meis ile tanıştık, hem de ne tanışma, aşık olduk. 2016’da tekrar gitmek için gün sayıyoruz. Nasıl gidilir, neler yapılır, tüm detayları tek tek anlatalım.
Meis Adası’na ulaşım ve vize
Kaş meydanda dolaşırken Meis’e her gün gidip gelen 2 tane feribot firması göreceksiniz. Biri camii’den meydana yürürken solda Kahramanlar Turizm , diğeri meydandan Bi Lokma’ya doğru yürürken solda Meis Express Fiyatları aynı, Meis’e gidiş dönüş 2016’da 25 Euro, ikisi de 20 dakikada gidip, 20 dakikada geliyor, ikisi de her gün Kaş’dan Meis’e 10:00’da, Meis’den Kaş’a 16:00’da hareket ediyor . Biz Kahramanlar ile gidip geldik, hiçbir sorun yaşamadık. İlginç şekilde şu an kontrol ettiğimde sitelerinde bilgi göremiyorum ama aslında her iki fima da yoğunluğa göre haftada 1 ya da 2 gün, gündüz turlarına ek olarak gece turu da yapıyorlar. Gece turu 17:30’da Kaş’dan kalkıyor, Meis’den 23:00’de dönüyor. Bizim hazırda Schengen vizemiz olduğu için vize ile uğraşmadık, Meis seyahatimizi gece turu olan güne denk getirip tur şirketinden sabah 10:00’da gidip gece 23:00’de dönmek için ricada bulunduk, sorunsuz kabul ettiler. Böylece öğleden sonra koştura koştura 16:00’da Kaş’a dönmek yerine, akşama kadar adanın en keyifli saatlerinin tadını çıkarıp, akşam yemeğini de Meis’de yemiş olduk, tavsiye ederiz.
Gece 23:00’de dönünce standart tur ücretine ek olarak 20TL ücret ödedik, 15TL yurtdışı çıkış harcını da bizim yerimize almalarını rica ettik. Bir gece önceden pasaportları firmaya bırakıp, ödemeyi yapınca bize sadece sabah 09:45’de Kaş merkezdeki buluşma yerinde olmak kaldı.
Schengen vizeniz yoksa
TC vatandaşları, Yunanistan’ın Rodos, Kos, Samos, Midilli, Sakız, Meis olmak üzere 6 Adasına “Kolaylaştırılmış Vize Programı” ile seyahat edebiliyor. Bu uygulama 31 Ekim 2017 tarihine kadar geçerli. Tavsiyemiz aşağıda web sitelerini verdiğimiz firmaları seyahat zamanınızdan önce aramanız ve son durumu sorgulamanız. Meis’e 2017’de kolaylaştırılmış Vize Programından faydalanarak gitmek için yapmanız gereken, Kaş’a gittiğinizde hangi feribot firması ile Meis’e gidecekseniz ona seyahat gününüzden 3 gün önce pasaportunuzu 2 biyometrik fotoğraf ile teslim etmek. Kolay vize uygulaması Meis dışında alacağınız vize ile 10 gün giriş yapabileceğiniz adalar Rodos, Kos, Samos, Midilli ve Sakız. Vize ücreti 35 Euro + 25 Euro hizmet bedeli ile toplamda 60 Euro olunca bu tutarı sadece günübirlik Meis seyahati için ödemek hiç efektif olmaz. Meis seyahatinizi ya diğer Yunan adalarına da seyahat yapacağınız bir zamana denk getirmeniz, ya da bizim gibi zaten Schengen vizeniz olduğu biz zamanda gitmeniz daha uygun olur. Unutmadan Rodos yazımızda da belirtmiştik, pasaportunuzda KKTC girişi varsa Yunanistan’a giriş yapabilmek için pasaportunuzu değiştirmeniz gerektiğini unutmayın. Meis’e feribot saatleri, kolay vize uygulaması gibi detaylı bilgiler için Kahramanlar ve Meis Express web sitelerine tıklamanızı, firmaları telefona arayıp detaylı ve kesin bilgi almanızı tavsiye ederiz. Meis’de kalmak isterseniz otel yerine airbnb’deki evleri araştırmanızı tavsiye ederiz, nefis manzaralı 3-4 kişi kalabileceğiniz rengarenk Meis evlerde masrafları da yarıya düşürebilirsiniz. Mesela sahildeki evlerden bazılarında 4-6 kişi kalabiliyor, geceliği 190-300 TL aralığında. Şimdiden yer ayırmak isteyenlere duyurulur.
Meis’in Tarihi
Adaya biz Meis diyoruz, Yunanistan’da resmi adı Megisti, ama yerlisi adasına Kastellorizo diyor. Kastellorizo, İtalyanca Castelrosso yani “kırmızı kale” anlamında. Megisti ise Yunanca “En Büyük ” anlamında, Meis 12 adaların en küçüğü ama etrafındaki kayalıklar ve adacıklar arasında bakarsak Kaş açıklarındaki en büyük ada.
Meis’de Likya’nın izini görmek, MÖ. 4.yy’dan kalan Kral Mezarını ziyaret etmek harikaydı. Kral mezarları Meis’in aslında Kaş ve Teke Yarımadası’yla nasıl da ayrılmaz bir bütün olduğunun ispatı gibi. Meis, konumu sebebiyle Akdeniz’de güçlenen hemen her toplumun hedefi haline gelmiş. Romalılar, Bizanslılar, Rodos Şövalyeleri, Memlük Sultanlığı, Napoli Krallığı ve Osmanlılar adayı ele geçiren büyük güçler. Osmanlı arada Meis adasını kaybetse de 1552’den 1912’ye kadar büyük ölçüde adanın sahibi olmuş. Dünya Savaşı’nın başlaması ile ada önce Fransızların, sonra adaya büyük etkisini bırakacak İtalyanların eline geçmiş. 2. Dünya Savaşı sonunda Yunanistan’a geçene kadar, İtalyanlar hep adadaymış. Meis adasına geldikten sonra, keyiften savaşta olduklarını unutan İtalyan askerlerin hikayesinin anlatıldığı İtalyan Mediterraneo(1991) filmi 1992’de “en iyi yabancı film” Oscar’ını almıştı. 1992 Kuzuların Sessizliği filminin Oscar’da tüm ödülleri topladığı seneydi, neyseki yabancı film’de aday olduğu için Mediterraneo ödülü kurtarmış. Film 1992’de Oscar ödülü ile taçlanınca, İtalyanlar için de özel ve görülesi bir ada haline gelmiş Meis. Zaten adı bile İtalyanca’dan kalmış, Castelrosso’dan gelen Kastellorizo!
Savaştan önce adanın nüfusu 15 bin’den fazlaymış ama şu anda Meis’in nufüsü 2011 sayımına göre 492 kişi. Nerede bu insanlar derseniz çoğu Avustralya’ya göç etmiş, bir kısmı tatillerini Meis’de geçirmek için geliyor, kışları bağlı oldukları büyük ada Rodos’da geçiriyorlar. Adada limandan uzaklaştıkça çok fazla boş, satılık ev gördük. Kayaköy’deki gibi bir terkedilmişlik hissi yok elbette ama çok fazla boş ev olduğu ortada. Gördüğümüz boş evlerin tamamında “Kazbar Realty” ilanı vardı, tek bir taksisi olan adanın tek bir emlakçısı olduğunu düşünüp normal karşıladık. Adada ev bakmak isteyenler Kazbar’a tıklayabilir.
Adanın rengarenk mimarisinin Unesco Dünya Mirası listesinde olduğu yazılmış birkaç kaynakta ve bu yanlış bilgi defalarca kopyalanmış, bu bilgi doğru değil. Unesco Dünya Mirası listesinde değil belki ama Meis’in mirası olan bu evlere adalılar harika bakıyorlar, boyaları bakımları kusursuz yapılmış. İnsan kendini Universal Park’daki setlerde dolaşıyor gibi hissediyor. Neyseki adadaki müzik zevki berbat denilecek kıvamda, fonda sürekli kötü müzik duyunca Meis’in rüya değil gerçek olduğunu her an fakına varıyorsunuz.
Meis’deki 1 günümüzü nasıl geçirdik, hiçbir şeyi atlamamak için fotoğraflardan da yardım alarak saat saat anlatmak istiyorum.
09:58 Feribot
Pasaportumuzu elinde tutan memurun isimlerimizin okumasıyla Kaş’da bizi Meis’e götürecek feribota biniyoruz.
10:13 Duty Free
Feribot Kaş’dan Meis’e doğru ilerlerken, bir görevli sırayla herkesi dolaşıp, duty free’den alışveriş yapacaksa doldurması gereken formu dağıttı. Biz ilgilenmedik, domates bile Kaş’dan gidiyor Meis’e, kullandığım parfümü en ucuza Meis’in tozlu Duty Free’sinde aramaya hiç niyetim yok.
10:25 Kalimera Meis Adası
Meis’e feribotla yaklaşırken, her ne kadar rengarenk fotoğraflarını defalarca görmüş olsam da yine de hazırlıksız yakalandım, kendimi “aaaa legoland” diye mırıldanırken buldum. Bir camii mimarisi bir Yunan adasına bu kadar mı çok yakışır ve şaşırtır insanı.
10:45 Vize Geçişi
10 günlük kolay vize alanlar geçti, AB vatandaşları geçti, bir biz Schengen vizeli Türkler hala vize kontrol sırasındayız. Normal şartlarda süper hızlı bir geçiş ama adaya yarım saatte gelince ve hava daha bu saatte 35 derece olunca insan sabırsızlanıyor.
10:58 Kostas ile tanışma
Neyseki Meis ‘de Duty Free var, atlatmak istediğimiz feribot kalabalığı oradayken, biz hemen planladığımız şekilde ilk iş Mavi Mağara’ya gitmek için tekneleri bulmak üzere limanda yürümeye başladık. Üzerindeki t-shirt’de Kostas yazan acayip güler yüzlü bir adam bize “Wellcome, where are you from” dedi, bizim “Turkey” dememizle “Hoşgeldiniz Komşi” diyerek kalplerimizi bir güzel eritti. Biz ilk kez Meis’e geldik ama düşünşenize Kostas yıllardır teknesine yolcu alabilmek için her gün Türkiye’den feribotla gelen turistleri bu güleryüzle karşılıyor, aslında hepimiz için harika bir ilk intiba oluyor. “Evet evet biz hemen Blue Cave’e gitmek istiyoruz” dedik, 3 kişi hazırmış zaten 5 dakiyada gelecekmiş onlar da, “siz oturun biraz ben sizi çağırırım” dedi. Biz de önümüzdeki ilk restoran To Paragodi’ye oturduk ve hemen bir frappe söyledik. Hemen ödeyelim ki Kostas gelince hesapla uğraşmayalım dedik. “Sonra ödersiniz acelesi yok” dedi kahvemizi getiren güleryüzlü bayan. Nasıl yani? Siz bu adada 500 kişi güven içinde yaşıyor olabilirsiniz ama biz turistiz ya güven olur mu, frappeyi sonra ödersin ne demek. 2,5 Euro olan frappe ücretini zorla ödedik. Meğer restoran Kostas’ınmış, kahvemizi getiren tatlı bayan da Kostas’ın eşi. Zaten üzerinde Kostas yazan tekne de hemen önümüzdeymiş. Tamam Meis küçük de bu kadar mı küçük! Biz de bir anda tanımadığımız ve güleryüzüne kandığımız bu adam tarafından saf turistler gibi paketlendik mi acaba, yoksa kendimizi şanslı sayıp Kostas’a güvenerek yola devam mı etmeliyiz. Ben tam arada kalmış, Onur’a çaktırmadan aklımda bu endişelerle boğuşurken diğer 3 turist geldi, neyseki onlar Türk değildi, en azından onları “komşi” dışında bir kelime ile tavlamış olmalıydı. Tekne aslında 6 kişilik ama biz 5 kişi olunca Kostas hareket etti. Onlar için de ne kadar sık tekrar yaparsa o kadar çok kazanırlar gibi bir durum var tabi.
Meis Adası’ nda Mavi Mağara’ya ne kadar erken giderseniz mağazarada yüzme şansınız o kadar artıyor, öğlene doğru su yükselirse mağaraya giriş mümkün olmadığından yüzemeyebiliyorsunuz. Biz hemen Kostas’a kişi başı ücret olan 10’ar Euro’yu ödemek istedik, “sonra ödersiniz” dedi, şaşırdık mı, tabiki hayır. Siz de Mavi Mağara’ya Kostas ile gitmek isterseniz adaya adım attığınız an “Kostas See Taxi” tabelasını göreceksiniz, yine de gerekirse diye telefonunu yazayım 6946178013.
11:28 Mavi Mağara
Meis Adası’ nın güneyine doğru tekne ile hızla ilerlerken, adanın kayalıklarla kaplı yüzeyinin berrak turkuaz sularla buluştuğu kıyılarını hayranlıkla izledik. Buraya yol yok, tamamen ıssız, kayalık ve denizen başka bir şey görmediğimiz bir yerdeyiz. Capri’deki gibi kıyıya dikkatle bakınca Mavi Mağara’ya geldiğimizi görünce anlayacağımızı sanıyorduk ama Meis’de bu imkansız. Mağara kendini tamamen saklamış.
Geldiğimizi önünde duran bir diğer tekneden anlıyoruz. Su yükseldiğinde içeride yüzmek tehlikeli, bu sebeple mağaraya mutlaka Meis’e gider gitmez ilk iş olarak gitmenizi tavsiye ediyoruz. Mağara’nın girişi neredeyse denizle birleştiği ve çarpmadan girmek imkansız göründüğü halde, bazı tekneler büyük bir ustalıkla manevra yapıp içeri giriyorlar. Ama bu hiç etik değil. Turistler mağaranın içini deniz girmeden görsün diye içeri mazot ve karbondioksit sokmuş oluyorlar. Kostas içeri giren rehber arkadaşlarına tavırlıydı. Bize atlayın, mağarada yüzün ama teknelere çok dikkat edin, dedi. Elindeki düdüğü çaldı, bu sesi duyunca geri gelin dedi.
O sesi uzun bir süre duymamak hayaliyle daldık mavi yeşil suya. Mağaranın girişinde teknelerin yarattıığı bir dalga olduğu için dikkat etmesek kafamızı kayaya çarpmanız an meselesiydi, dikkatlice mağaradan içeri yüzdük. Bir anda Jules Verne romanına ışınlanmış gibi olduk. Bu mavi mavi değil, lacivert de değil, fosforlu insanı içine çeken gözkamaştırıcı bir mavi. İçeride görmeyi hiç ummadığımız bir derinlik ve tavan yüksekliği.
Yaklaşık 50 metre uzunluğunda, 30 metre eninde, tavan yüksekliği 25 metre. Burada fok yaşadığı söyleniyordu, pek umut vermemiştik ama mağarayı görünce o kadar derin ve yaşanası ki, hemen mümkün olduğunu anladık. Işık öğleden önce o kadar güzel süzülüyor ki içeri, resmen doğanın sanat eseri. Bu mağaradan hiç çıkmak istemedik. Bu an hiç bitmesin istedik. Doğayı ve denizi seven herkesin bu mağarada yüzmesini diliyorum, hayat boyu unutmayacağımız büyüleyici bir andı. İşte en çok da bu yüzden her sene Meis’e gitmek, bu ritüeli yaşamak istiyoruz.
12:45 Aya Yorgi Adası
Mavi Mağara dönüşünde kurt gibi acıkmıştık. Meis merkeze dönmeyip, Kostas’a bizi Aya Yorgi Adası’nda bırakmasını rica ettik. Bizi 14:00’de gelip alması ve kişi başı 5’er Euro da dönüş için ödemek üzere anlaştık. Fazla yayılmak istemedik, ne de olsa Meis keşfedilmek için bizi bekliyordu. Hazır mağarada ıslanmışken, plajda ıslak halde bir şeyler atıştırmak ve biraz daha yüzmek çok iyi geldi.
Meis Adası zaten küçük, Aya Yorgi de Meis’in kıyısında minicik bir ada. “Küçük, şirin” seyahatlerde görmeyi düşlediğim özellikler değil ama bu adanın şirinliğine karşı koymak imkansız. Deniz pırıl pırıl, ama sığ. Tabiki Kaş’da Derya Beach’den ya da Kaş Camping’den atladığınız suyun yerini tutmaz ama tam bir Ege klasiği.
Şezlong ve şemsiye iki kişi için 6 Euro. İsterseniz 1 saat oturun, isterseniz tüm gün yatın, farketmiyor. Hemen Atina ve Rodos seyahatlerimizden test edip onayladığımız Mythos biralarımızı söyledik. Yanında kalamar ve nohut köftesi, nefis! 2 bira (7 Euro), 1 kalamar (12 Euro), 1 nohut köftesi (5Euro), toplam 24 Euro’ya karşılık gelen hesabı TL ödedik.
Aya Yorgi Adası’nın tam karşısına demir atan askeri bir gemi yüzünden ortama biraz mazot kosunu yayıldı. Bir anda cennetteyken gerçek hayata döndük. Bu minik adadan beklenmeyecek saçma bir durumdu. Duşumuzu alıp kuruduğumuzda Kostas gelmişti, tam zamanında deyip tekneye atladık.
14:10 Meis Limanı
Liman dediğin kirli olur, kalabalık olur, gürültülü olur. Büyük yolcu gemilerinin demir attığı limanda insanlar deniz girmez, kaplumbağalar yüzmez. Meis’in limanı ters köşe yaptı. Pırıl pırıl su, rengarenk evler, limana çıkan her biri merak uyandırıcı daracık sokaklar…
Güneş tepemizde, Türkiye’de olsak bu saatte gölgeden çıkmazdık ama insan günübirlik gelince kendini zorluyor. Limanda feribottan indiğiniz yer limanın bir ağızı, Megisti Otel’in bulunduğu yer ise limanın karşı kıyısındaki ağzı. Bu “U” şeklindeki limanı boydan boya yürümek 1,7 km. Ama ATM’sinden bakkalına bu adada her şey çok estetik ve güzel göründüğünden 20 dakikalık yolu 1 saatte anca yürüyorsunuz.
15:05 Stratos Cafe
Frappe ve dondurma bahanesiyle gölgede biraz soluklandık. 2 Frappe, 2 kup dondurda için 10 Euro ödedik.
16:19 Osmanlı Cami Müzesi ve Arkeoloji Müzesi
Meis’in tarihi koleksiyonuna ev sahipliği yapan Osmanlı’dan kalma cami, Meis limanına giriş yaparken ilk dikkatinizi çekecek yapı. Mimaresi ve kırmızı kubbesi o kadar zarif ve Meis’e o kadar yakışıyor ki, yıkılmayıp Meis’in müzesi olarak kullanılması mutluluk verici. Cami 1752 yılından kalmış. Müze Pazartesi hariç her gün açık, yaz saatinde 08:00-15:00 arası açık. Biz 15:00’de kapandığı bilgisini hiçbir yerde okumadığımız için malesef hem Osmanlı Cami Müzesi hem de Arkeoloji Müzesi’nin kapısında kaldık. Bilseydik Aya Yorgi dönüşü doğrudan müzelere gelirdik. En azından artık siz biliyorsunuz, bizimle aynı gaflete düşmezsiniz.
16:43 Saint Jean Şövalyeleri Kalesi
Bugünkü kale 14.yy’da Saint Jean Şövalyeleri tarafından M.Ö.4. yy’dan kalan kale kalıntıları üzerine yapılmış. Eski kaleden kalan taşlar gün batımında kırmızı göründüğü için kaleye Castel Rosso yani Kırmızı Kale denmiş. Bugün Kastellorizo’ya ismini veren bu kaleden geriye kalanları görebilir, yaklaşık 200 metre yükseklikteki kaleden Meis ve arkasında Kaş manzarasını izleyebilirsiniz. Yolu takip ettiğinizde Türk hamamı kalıntılarını ve restore edilmiş yel değirmenini göreceksiniz.
17:02 Mandraki Limanı
Meis’in girişindeki ana limanı dışında bir de daha çok balıkçıların kullandığı bu ikinci liman var, Mandraki. Ana limana büyük bir yolcu gemisi, Aya Yorgi’nin önüne de savaş gemisi yanaşınca, küçük bir ada limanının nasıl güzel görünebileceğini Mandraki bize hatırlattı. Bu küçük limanı ve limana bakan manzaralı birbirinden güzel evleri uzaktan seyrettik. Normalde Kaş’a dönmek için limana gitmemiz gerekirdi ama adanın sırtlarında aylak aylak dolaşırken binmediğimiz 16:00 feribotunu uzaktan izledik. Gece dönüş ayarlamakla ne kadar doğru bir karar verdiğimizi anladık, daha görecek çok şey olmalıydı.
17:37 Cafe Mediterrano ve Santrapeia Okulu
Adanın Chorafia adı verilen mahallesinde mutlaka bir yürüyüş yapmanızı tavsiye ederim. Mediterraneo filmin pek çok sahnesinin geçtiği, adını filmden alan meydandaki küçük cafe’nin önünden şans eseri geçtik. O kadar güzel görünüyordu ki oturmadan geçmek istemedik. İçeride Meisli 3 teyze akşam yemeği pişiriyordu, dışarıda masalar olmasa sanki bir kafeye değil de eve misafir olduk zannedecektim. Santrapeia okulunun bahçe kapısı ise açıktı, çekinmeyip içeri daldık. İyi ki girmişiz. Tam bir Akdeniz mimarisi, renkler, taşlar, duvar resimleri hepsi birbirinden güzeldi. Peki ya Bizans mimarisinde yapılan St. Georges Kilisesi’ne ne demeli. Meis’den hiç beklenmeyecek bir arka mahalle sürprizdi Chorafia.
18:19 Likya Mezarı
Meis Limanı’ndan Monastraki Limanı yönünde yürürken merdivenlerden yukarı yönü gösteren tabelayı göreceksiniz. Deniz seviyesinden yaklaşık 30 metre yükseklikte M.Ö. 4.yy’dan kalan bu Likya Mezarı’nın kenarında bir gölge bulduk. Meis’den Türkiye manzarasını izlemek, ortak bir kültürün izlerini taşıdığımızı bir de canlı gözle görmek etkileyiciydi.
18: 50 Taksi ile adanın zirvesi
Meis’de biz sağ, sol, yukarı aşağı deli gibi turlayınca, tahmin edebileceğiniz gibi Kostas’ın restoranının önünden bir 7-8 defa geçtik. Meis’in manzara noktası olan merdivenler var, istersek merdivenlerden yukarı çıkabiliriz, o da tamam ama biz asıl en tepedeki kiliseye çıkıp, en tepeden merdivenleri inerek Meis’i günbatımında fotoğraflamak istiyoruz. Yok mu bunun bir çaresi Kostas? Olmaz mı? Hemen taksici arkadaşını aradı, saat 19:00’da taksi durağında ol, müşteri getiriyorum dedi. Kostas bizi 10 Euro verin diye tembihledi, uğurladı. Meğer bu taksici, zaten Meis’in tek taksicisiymiş. Biz tepeye çıkmak istiyoruz tabi ama bu mantıklı bir fikir mi, sorgulayan, akıl veren yok. Taksicinin adını bile öğrenemedik çünkü İngilizce yes-no seviyesinde bile değil, galiba sadece “no”yu anlıyor. Bu taksi ile yaptığımız yolculukta kıvrıla kıvrıla kayalık bir arazide yükselirken, adanın coğrafyasıyla tanışmış olduk. Minik havalimanının hemen yanından geçtik. Birkaç tane savaş zamanından kalma kamuflaj boya ile gizlenmiş askeri gözletleme kulelerini gördük. Birkaç villa ve üzüm bağı da geçtik. Sonra inşaat alanı gibi bir yerde durdu taksi. Evet kilise var ama yarısı inşaatta. Nedense bunu bize söyleme ihtiyacı duymamışlar. Taksici tam ne kelime kullandı hatırlamıyorum ama yolun sonu olduğunu ve inmemiz gerektiğini anladık. Nerden diyoruz, parmaklarımızla yürüme işareti yapıyoruz, yön gösteriyoruz, şurdan mı diyoruz, yok olmadı, anlamadı. Biz de inelim o zaman dedik, yolu inince göreceğiz herhalde diye düşündük. Kelimenin tam anlamıyla adanın tepesindeyiz, o kadar tepe ki denize doğru inen bir yokuş, bir patika dahi görmüyoruz, her yönden en yüksekteyiz. Uzakta keçiler var, başlarında bir çoban köpeği olması ve bizi tehdit algılaması muhtemel. Neyseki telefonda 3G çekiyordu, haritayı açıp liman yönünde yürümeye başladık. Bir 15 dakika kadar hiçliğin ortasında yürüdükten sonra bir Yunanistan Bayrağı gördük ve bunun biz Kaş’tan tekneyle Meis’e gelirken en yüksekte gördüğümüz bayrak olduğunu anladık. Bayraktan 3 dakika sonra Meis’e inen merdivenlerin başındaydık.
Tam karşımızda kale, sağda Mandraki Limanı, solda Meis Limanı, güneş alçalmış, adadaki ünlü akşam meltemi hafif hafif eserken müthiş bir keyifle basamakları indik. Biraz maceralı olmuştu ama manzaraya sırtımızı dönüp kan ter içinde merdiven çıkmak yerine, püfür püfür manzarayı seyrederek aşağı inmek de bizim ödülümüz olmuştu.
Merdivenler bittiğinde limana kadar ada halkının oturduğu evlerin arasından, minik meydanlardan yürüdük. Akşam saati adanın rengi iyice ortaya çıkmıştı, güneş tepede olmayınca her bir evin rengi, duvarlarının dokusu daha net, daha güzel anlaşılıyordu. Herkes akşam yemeği hazırlığındaydı ama hiç telaş yoktu. Müthiş bir sakinlik vardı.
20:30 akşam yemeği
Limana indiğimizde restoranlarda akşam yemeği henüz başlamamıştı, masalar hazırlanıyordu ama sanki hava kararmadan kimse yemeğe oturmayacak gibiydi. 16:00 feribotu gidince adaya bir sakinlik gelmişti. Adada acelesi olmayanlar, geceyi adada geçirecek olanlar kalmıştı ve kimsenin hızlı hareket etmeye niyeti yoktu. Öğlen frappe içilen masalarda şimdi balık yenecekti. Kostas bizim için taksiyi aradıktan sonra “akşam yemeğe kaçta geliyorsunuz” demişti. Bu emrivakiye severek teslim olmuştuk, şimdi denizin tam kenarındaki 2 kişilik romantik masamız bizi bekliyordu. Kızarmış karidesler, kalamarlar, patlıcanlı peynirli domatesli saganakiler, salatalar… Yemek mükemmel değildi, keyfimiz mükemmeldi. (Ürünler zaten Kaş’dan geliyor, daha iyisini Kaş’da yiyebiliyoruz.)
23:00 feribotuna binmek üzere Kostas’la vedalaşırken daha o anda Meis’e yeniden geleceğimiz günün hesabını yapıyorduk.
34 comments
Nasıl güzel detaylı yazmışsınız elinize sağlık . Sınırların kapalı olduğu şu günlerde gitmiş kadar oldum Ada özlemim bir nebze hafifledi?
çok teşekkürler güzel sözleriniz için :)
harika bir yazı. sayenizde yıllardır her kaşa gittiğimizde meis e de gitmeye başladık. her bir resim özenle seçilmiş ve renkler harika. böyle kaliteli bir iş için çok teşekkür ederim.
Aslı hanım çok mutlu ettiniz bizi, çok teşekkür ederiz :)
Böylesi içten samimi bir anlatım şekli olamaz sanki orayı sizlerle beraber bizler de gezip, yaşıyormuşuz gibi bir hissiyat oluşturuyorsunuz.
Tek kelimeyle yazdıklarınız ve fotoğraflarınız muhteşem…
İNŞAALLAH bu yıl ben ve oraları görmek isteyen herkes de gidip, görebilir…
Saygı, sevgi ve sağlıcakla kalın?✋
Fatih Bey çok teşekkürler, bizi çok mutlu ettiniz :)
Merhabalar meis adası yazınız cok güzel
1 sorum olacak ben aılemle birlıkte denize girecegım sessiz ve sakin bir yer varmıdır meis adasında sanki yorgi adası bayagı sakin gözüküyor mesela sezlongları kalabalıktan uzak bir yere götürüp girebilirmiyiz
Teşekkürler
Fatih Sönmez
Merhaba Fatih Bey, çok teşekkürler :) Evet sakin kısımları da var plajın, kayalıkların üzerinde şezlonglar var, şezlong çekmenize gerek yok ama orada deniz kayalı. Uzaktaki şezlonglarda dinlenip, denize girmek istediğinizde 50 metre kadar yürümeniz yeterli olur.
meis adasina gemi kisi basi 20 EUROS cok cok pahali 20 dakikalik bir yolculuk yakin olmasi adaya gitmek fiyat konusundan dolayi vaz geciliyor bu fiyati turk tarafimi yunan tarafimi belirledi bilinmiyor fiyatlarin yuksek olmasi oruya gidecek turistleri vaz gectiriyor avrupada bu kadar yakin mesafe olan yerler en fazla gidis gelis 10 euros yu gecmez ben éà kisiyle gitmek istedim lakin fiyat beni vaz gecirdi
haklısınız ücret çok yüksek oldu kur artışıyla hesap edince, tutarı TL yapmalarını ve düşürmelerini diliyoruz.
Merhaba harika bir yazı olmus ? Biz de bu yaz balayı için gitmeyi düşünüyoruz. Rahatlkla otel bulabilir miyiz acaba öneriniz var mı?
Merhaba Gülsüm Hanım, çok teşekkürler. Booking.com ve airbnb.com ‘da seçenekler listeleniyor. Mandraki Lİmanı’na doğru özel plajı olan harika bir ev var, bir de Marie’s Mediterraneo Kastelorizo isimli butik otel var ana limanda, uygun fiyata yakalarsanız tavsiye ederiz.
Harika yazı ! TEBRİK EDERİM.
Merhaba,
Nefis bir yazı olmuş. Fotoğraflar harika, tek kelimeyle bayıldım.
Bu sene asayenizde ailemle birlikte Kaş ve Meis turu yapmaya karar verdim.
Kaş için konaklama önerisi rica edebilirmiyim?
Teşekkürler,
Süreyya
çok mutlu olduk, çok teşekkürler :)
Araçla gidecekseniz Çukurbağ Yarımadası’ndaki ya da Kalkan yolundaki otellere bakabilirsiniz.
Aracınız olmayacaksa Kaş Camping – Küçük Çakıl arası pansiyon ve otellerden tercih yapabilirsiniz, Kaş’a yürüyerek gidip gelebilirsiniz bu sayede. Limanağzı’daki pansiyon ve bungalovlar da tekneyle 10 dakika’da Kaş’a gidip gelmek, daha sessiz bir seyahat için ideal.
nefis bi yazı, şahane fotoğraflar..turizm bakanlığı sizinle çalışmalı azizim?
Yazınızı sanırım bu 3. okuyuşum. Geçen yıl meis adası turunu görünce pasaport konusunda aynı hissiyatla kendimi bir hayli paralamıştım. Bayram için yine her yıl ki gibi Kaş a gidicez. Şimdiden bütün notları aldım. Meis i düşününce aklıma yazınız geldi. Çıktığım her seyahati blog sayfamda ben de yazıyorum. Güzel bir ilham kaynağı olduğunuzu söylemeliyim. Özellikle fotoğraflarınız hem burda hem instagramda şahane duruyor. Story of 7 ı da takip ediyorum. : ) Başarılarınızın devamını dilerim. Sevgiler.
Tek kelimeyle bayıldım!!!!
Meis’e hep gitmek istiyordum bende ve ne zaman Kaş’a gitsem, Meis’e de gitmek gibi bir planım varsa pasaportumu evde unutmuş oluyorum. Kesinlikle hayal kırıklığı!
Ama bu yazıyı okuduktan sonra ve bu fotoğrafları gördükten sonra ilk fırsatta gideceğim!
Çok çok çok beğendim fotoğrafları.
(Ayrıca küçük bir soru. Fotoğraf makinalarınızın markası ve filtre için kullandığınız uygulamaları öğrenebilir miyim? ) :)
Gastronomic Engineer – Cansın
çok sevindik, artık pasaportu unutmayacağız :)))
çok teşekkürler beğeniniz için, nikon 7200 kullanıyoruz, fotoğraflar için sadece vscocam filtreleri kullanıyoruz.
Your website has to be the elnirtoecc Swiss army knife for this topic.
Evet Kaş ve Meis zamanı geldi. Hemen yazımı hatırladım ve kahvaltıda çayımı içerken yazınızı içime sindirerek okudum.( yunanlıların yaptığı gibi sakin ve yavaş) çok faydalı ve kesinlikle yardımcı olan bilgilerinizden faydalanacağım, notlarımı aldım, hazırız :) elinize sağlık, müthiş :)
çok çok teşekkürler, harika bir Meis seyahati diliyoruz :)
bu yaz tatili için 5 gün civarında bi süre ayırdım ve çok kararsızdım nereye giideceğime dair… kaş ta seçenekler arasındaydı, şimdi 1. sırada sayenizde :) kaş, meis, saklıkent düşünüyorum.. emeğinize sağlık…
çok mutlu olduk, çok teşekkürler, size harika bir tatil diliyoruz :)
fotoğraflara ayrı yazdıklarınıza ayrı bayıldım. Sanki seyahat etmem lazımmış gibi hissettirdi:)
bu harika yorumunuzla bizi çok mutlu ettiniz, çok teşekkürler :)
Ben de bayıldım her bir satırına! Sanki orada kendim geziyormuşum gibi hissettim. Ellerinize sağlık. Ben de eşimle mutlaka tatil planlarım arasına ekliyor olacağım:)
çok teşekkürler, çok mutlu ettiniz :) size şimdiden harika bir meis seyahati diliyoruz :)
Yazı ve özellikle de fotoğraflar insanı hemen bir Meis görme arzusu ile dolduruyor :)
çok teşekkürler, umarız ziyaret ettiğinizde siz de çok seversiniz :)
15 yıldır Kaş’a gidip biz de ilk defa 2013 yılında bu adayı görmüştük. Perşembe günleri akşam 23.00’de dönüyoruz dedikleri için Kahramanlar ile Perşembe günü 3 çift Meis’ gitmiş ve nefis bir gün geçirmiştik. Sizin yukarıda anlattığınız bazı yerleri görmediğimizi farkettim şimdi. Ağustos ayında geleneksel Kaş ziyaretimizde tekrar gitme planı yaparken (Schengenimiz var diye) bu yazı ve bu güzel fotoğraflar çok motive edici oldu. Elinize, gözlerinize, dilinize sağlık ❤️
çok mutlu olduk bunu duyduğumuza, umarız yeni meis seyahatiniz öndekinden daha da güzel olur :)
Anlatiminiza bayiliyorum. Gunubirlik değil de sanki 10 gün gibi doyasiya yasamissiniz. Bu yaz ben de gideceğim :)
mest olduk :)) bu motivasyonla hemen yeni seyahat yazıları yazmaya başlamalıyız, çok teşekkürler! size de şimdiden meis’de iyi eğlenceler diliyoruz ;)