Bu harika Van Kedisine, Beyoğlu’nda en sevdiğimiz sokaklardan biri olan Dudu Odaları Sokak’ta rastladık. Biri kehribar, biri mavi gözleri, bembeyaz tüyleri ve asil bakışları ile türünün mükemmel bir örneği.
Bazı sokakları arkadaş ediniyoruz kendimize, arada bir hal hatır sormak için bile olsa uğruyoruz. Bu sokak da onlardan biri, 150 senelik Tarihi Balık Pazarı’nın bulunduğu Sahne Sokak da.
Zaman geçtikçe restoran ve hediyelik eşyacıların dükkanları arttı, balık tezgahları biraz azaldı ama hiç şüphesiz İstanbul’un en güzel balık tezgahları hala burada. Balık Pazarı’nın hemen bitişiğindeki (ilk sol) Dudu Odaları Sokak’ı mantar, şarküteri ve ciğer meraklıları zaten biliyordur. Burası için gurme sokak desek yeridir.
Bizim ayağımızı alıştıran ise Petek Turşucuları (Arıoğulları), Sakarya Tatlıcısı ve Tunç Balık. Petek’te turşular öyle özenli dizili ki, resim gibi duruyorlar. Biz hem turşu hem de litrelik şişede turşu suyu alıyoruz. Tunç Balık’ın somon fümesine ve taramasına bayılıyoruz. Sakarya Tatlıcısı’nı ayva tatlısı ve ekmek kadayıfı sevenler illa biliyordur. Bizim gelme sebebimiz ise fotoğraftaki tulumba. O gün öğle yemeğini hafif geçtiysek, bir şekilde o tulumbayı hakettiğimize inandırıyoruz kendimizi. Bir porsiyon kaymaklı çıtır çıtır tulumbayı paylaşmak mı, neden olmasın?
Biz şekerleme yemiyoruz ama şekerleme, jöle, ev yapımı reçel ve lokum sevenler için ise 1926 yılından beri adres belli; Üç Yıldız Şekerleme.
Beyoğlu’nun daha güzel günlerini görmüştük elbette… Bugün en kötü hali bile olsa, hala en iyi arkadaşımız. Arkadaş dediğin de kötü günde yanında olmalı zaten. Beyoğlu bize Pera’dan miras. Mimarisi, kültürü, tarihi ve esnafı ile hala gözbebeğimiz. Beyoğlu’nda sevdiğimiz çok yer var, sık sık uğradığımız adresleri anlatmaya devam edeceğiz.
Siz de bizim gibi Beyoğlu’na meraklıysanız, Turgay Tuna’nın yazdığı Taksim’den Tünel’e Adım Adım Beyoğlu kitabını tavsiye ederiz, biz kitap sayesinde Beyoğlu hakkında çok şey öğrendik.