Gündüz tekne ile Tavşan Burnu, Kızılburun Koyu, Orak Adası ve Alman Koyu’nda gezinmek, Gökova Körfezi’nin turkuaz sularında yüzmek… Akşam Bodrum’un batıya bakan mahallesi, Myndos Antik Kenti’nin topraklarındaki Gümüşlük’te yürümek, balık restoranlarının telaşlı hazırlığı sürerken sakince batan güneşi izlemek…
Pek çok kişi için Gümüşlük demek balık demek ama tadını bilenler biz “köfte ekmek” dersek şaşırmazlar. Gümüşlük’te yaşayan arkadaşımız Tunç Kılınç’ın tavsiye ettiği Fenerci Restoran’da kallavi bir balık-meze sofrası mı, yoksa özlediğimiz efsane köfte ekmek mi derken, bu harika günü tuzlu saçlarımıza yakışır şekilde salaş bir akşam yemeğiyle taçlandırmaya karar verdik. Kardeşler Köfteci’nin, tost basılmış salçalı yarım ekmeğindeki köftenin tadı çok başka. Önce köfteyi sipariş ediyorsunuz, yarım saat bekleme süresi verirlerse bozulmuyorsunuz, bekleyeni çok bu lezzetin. Biraz deniz kenarında gezinip geri geliyorsunuz. Çay bahçesine oturup, içeceğinizi sipariş ediyorsunuz. Sistem böyle, köfteci içecek satmıyor, çay bahçesi de köfte yiyenleri ağırlıyor. Biz yemeğimizi bitirdiğimizde, sahilde masalar dolmaya başlamıştı. Ah biraz yüksekte olsak da, gün batımını daha iyi görsek, manzaraya karşı bir şeyler içsek dedik. Otoparka doğru yürürken şans eseri görüp girdiğimiz kilisenin bahçesinde, Gümüşlük manzarasına karşı bir mekan açılmış. “Eklisia Lounge” tam zamanında, tam yerinde karşımıza çıkarak bizi arabayla başka bir yere gitmekten kurtardı.
Bodrum’da bir günün fotoğraflarla özeti instagram.com/baya_iyi sayfamızdaki “Bodrum” hikaye albümünde sizi bekliyor.