Likya Birliği’nin başkenti Patara. Eşen Çayı’nın Akdeniz ile buluştuğu deltada yürümek, kum tepelerinde dalga seslerini dinlemek, Patara Antik Kenti’nde MÖ. 13.yy’ın izini aramak, dalgalı denizinde çocuklar gibi eğlenmek, güneşi 18 km’lik plajında yürüyerek batırmak, sonrasında plajı caretta caretta’lara emanet etmek eşi benzeri olmayan bir deneyim. Bu yüzden her yaz ayaklarımız bizi Patara’ya götürüyor ve bu eşsiz Patara gününü tekrarlıyoruz.
Denizin kumsalı sürekli öptüğü, çoğu zaman dalgalı ama yüzmenin eğlenceli olduğu bir yer Patara Plajı. Kumsal aynı zamanda Caretta Carettalar’ın en eski yumurtlama bölgelerinden biri. Plajın hemen arkası ise Patara Antik Kenti. M.Ö. 5.yy ‘dan günümüze kalmış olan yapıları görebildiğimiz Likya başkenti, aslında bir liman. Akdeniz’in suları çekilince, kumlara karışmış, renk değiştirmiş Patara Limanı. Bir zamanlar uçsuz maviliğin sardığı bu liman, şimdi yeşil çiçekli bitkilerin, sazlıkların içine bırakmış kendini. Denizin kendi görünmese de sesi duyulur tiyatronun basamaklarından.
Likya, Akdeniz’den tüm dünyaya yayılan demokrasinin doğduğu topraklar. ABD anayasasını oluştururken bu uygarlığı temel almış ve eyalet sistemini buna göre şekillendirmiş. Özgürlüklerine çok düşkün olan bu halk kendilerine “dağ doruğu” anlamına gelen Trmmli diyordu. Hititilerin Lukka (ışıldamak) diye adlandırdığı bu topraklar zamanla Likya ismini almış.
Patar Dağı’nın denize dokunduğu düzlüğe kurulan Patara masalsı atmosferi ile inanılmaz bir yer. Likya’nın başkenti, sanatın, şiirin en önemli merkezi. Şimdi kum tepelerinden, dalgalı denizinden, sapsarı otlar ile çevrilmiş çiçekli yollarından başka bir hikaye çıkıyor. Kısa bir yürüyüşle dünyanın ayakta kalan en eski deniz fenerini de görebilirsiniz. Antik şehirde kaybolup hiç dönmek istemediğiniz, fonda kuzu sesleri, kelebek kıpırtıları ile içinizi rahatlatan bir masala hazırsanız Patara sizi bekliyor.
18 km uzunluğundaki Patara Plajı, Türkiye’nin kum krallığı gibidir. Yaz dönemi saat 15.00’ten gün batımına dek burada harika vakit geçirebilirsiniz. Biz Patara Plajı’na her gidişte, önce Gelemiş Köyü’ne gelmeden sağa sapıyoruz. Muğla ve Antalya illeri arasında doğal bir sınır olan, Eşen Çayı’nın Akdeniz ile buluştuğu yerde suya ayak basarak selamlıyoruz Patara’yı. Sonra Gelemiş Köyü’ne geri dönüp köyün içinde Patara Market’e gelmeden sağa sapıyoruz ve deniz doğru uzanan yolu takip ediyoruz. Yolun sonunda arabayı park ettiyseniz ayaklarınızı yakmaya hazır olun. Kum tepelerinin ardında Patara Plajı’nı ve Akdeniz’in masmavi sularını görmek insana kendini bir filmde gibi hissettiriyor. Patara’da gün batımını kum tepelerinden ya da plajda izleyebilirsiniz. Kum tepeleri son yıllarda çok kalabalık olmaya başladı, bizim tavsiyemiz kum tepelerini gün batımı kalabalığı başlamadan görmeniz, gün batımında ayaklarınız suda Patara Plajı’nda özgürce yürümeniz.
Yeterince ısındıysanız şimdi sıra Patara Plajı’nın serin sularında serinlemeye geldi. Patara Plajı ve Patara Antik Kenti girişi yol üstündeki tek bir gişeden yapılıyor. Şemsiyeniz varsa plajın plastik şezlonglardan uzak, en beğendiğiniz yerine kurulabilirsiniz. Şemsiyeniz yoksa plaj girişindeki tesisten sadece şemsiye kiralayıp yine plajda dilediğiniz yere gidebilirsiniz. Patara Plajı’nın dalgalarında çocuklar gibi eğlenmek bizim her yıl ritüellerimizden. Ama çocuklarınız varsa ya da çok iyi bir yüzücü değilseniz dalgalarla dikkatli olmanızı öneriyoruz. Serinlediyseniz saçları Patara Antik Kenti’nde gezerek kurutmanın zamanı gelmiştir.
Yaz saati uygulaması genelde 15 Nisan’dan Eylül sonuna dek sürüyor, antik kent 19:00’da kapanıyor. Biz bu saatlerde feci şekilde acıkmış oluyoruz. Aman siz de plajdaki büfe kapanmadan, antik kentten büfeye geri yürümeyi ve zamanında yemek sipariş etmeyi unutmayın. Yemeğinizi büfe kapanmadan sipariş edip paket olarak aldıysanız, bu defa serinleyen kumlarda gün batımı manzaralı akşam yemeği için yerinizi seçebilirsiniz. (Plaj büfenin kıymalı gözlemesi ve hamburgeri güzeldir.) Kapıda kapanış 19:00 yazıyor ancak her zaman gün batımını izlemeye gelenleri bekliyorlar. Gün batımı sonrası plajı, gerçek sahipleri caretta carettalara bırakıp ayrılıyoruz. Patara Plajı’nda gün batımı eşsiz oluyor. Her defasında güneşin gidişini kumlara uzanmış birkaç kişi izliyoruz. Bu plaj İbiza’da olsaydı muhtemelen binlerce kişi olurdu güneşi uğurlayan.
Ziyaret Bilgileri
Müzekart’ınız varsa Patara Antik Kenti’ne ve Patara Plajı’na yıl boyu ücretsiz ve sınırsız giriş yapabilirsiniz. Müzekart’ı olmayanlar için Patara Antik Kenti’ne ve Plaja giriş 40TL. Ben antik kente girmeyeceğim sadece plajı kullanacağım diyenler için ayrıca bilet satışı yapılıyor. Ziyaret saatleri 1 Nisan – 1 Ekim Yaz Dönemi 09:00 – 19:00, 1 Ekim – 1 Nisan Kış Dönemi 08:30-17:30 . Pandemi sebebiyle ziyaret saatlerinde değişiklik olabilir, güncel bilgi için muze.gov.tr adresini ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Daha fazla Patara fotoğrafı Instagram’daki “Patara” albümünde sizi bekliyor.