Aynı denizin iki kıyısı, biri Anadolu diğeri Yunan kıyıları. Farklı kültürlerin benzer yansımaları, tanıdık yüzler, tanıdık iklimler, tanıdık kokular. Plan basit, İstanbul’dan yola çıkıp Yunanistan’nın en batısına İyonya Adaları’na gidiyoruz. Ama öyle bir acelemiz yok, yol üzerinde görmek istediğimiz yerleri önceden haritadan işaretledik. Biliyoruz ki yol ne kadar dolanırsa, dağ, tepe, deniz geçilecek, geçilen yerler hep bir hikayenin parçası haline gelecek. Ve biz, zaman geçince, yaş aldıkça o hikayelerin anlatıcıları olacağız, başka kahramanlara kendi hikayesini anlatması için belki de yardımcı olacağız. Meteora, o önceden işaretlenen yerlerin en özeli. Sanki Yunanistan’nın küçük Kapadokya’sı. 819 km sonra varacağımız masalı düşünüp yola çıkıyoruz.
Vadiyi gördükten sonra, Meteora bizim için sadece bir durak olmaktan çıktı ve büyüleyici coğrafyasıyla seyahatimizin en unutulmaz varış noktalarından biri olarak kalbimizi fethetti. Eğer Yunanistan’a bir karayolu seyahati planlıyorsanız, ana karanın ortasında yer alan Meteora’yı 1 gece için de olsa planınıza dahil etmenizi öneriyoruz. Meteora, Yunanistan’ın 3 büyük şehri Atina (350 km), Selanik (240 km) ve Volos’a (145 km) oldukça yakın. Bizim gibi karayolu ile Meteora’ya gitmeseniz de, Atina ve Selanik’ten tren ya da otobüs ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz. 1988’den beri Unesco Dünya Mirası Listesi’nde olan Meteora, tarihi ve doğasıyla benzersiz bir seyahat noktası.
Devasa kumtaşı kuleleriyle dolu Meteora vadisi, yüzyıllardır inzivaya çekilen keşiş ve rahibelerin korunaklı manastırlarına ev sahipliği yapıyor. Kumtaşı kuleler 25 milyon yıl içinde, depremler, su ve rüzgarın aşındırmasıyla ortaya çıkmış. Meteora’nın anlamı “boşlukta asılı kalan”. İlk kez 985 yılında Barnabas isimli bir keşiş Meteora’ya inzivaya çekilmek için gelmiş. 14.yy’ın başında küçük bir kilise ile başlayan ilk yapılaşmayı, 1382’de keşiş Athanasios’un yaptırdığı Büyük Meteora Kutsal Manastırı (Megalo Meteoro) izlemiş. Bizans Dönemi’nde Türk akıncılardan kaçan rahipler Ortodoks mezhebini korumak için, kumtaşı kulelerin üstündeki korunaklı, ulaşımı zor manastırlara gizlenmişler. Meteora vadisi maalesef 1943’te Alman ordusu tarafından bombalanmış. Bu sebeple 16. yy’da sayısı 24’e çıkan manastırlardan bugün sadece 6 tanesi ayakta.
İsimleri Megalo Meteoro, Varlaam, Agios Nikolaos, Roussanou, Agia Triada ve Agios Stefanos olan 6 manastırın tamamı ziyarete açık. Bu manastırların bazıları konumları sebebiyle, bazıları ise 16. yy Bizans sanatını yansıtan freskoları ile ziyaret etmeye değer. Ama bize sorarsanız manastırlardan çok daha görkemli ve büyüleyici olan Meteora’nın ta kendisi, kumtaşı kuleleri. Game of Thrones’da, fethedilmesi zor kale Eyrie’nin ilhamı da Meteora vadisi. Dizinin etkisinden olacak, gün batımında Meteora vadisini izlerken kendimizi bir masalın içinde hissediyorduk. Önümüzden bir ejderha geçse şaşırmayacak kadar kendimizi bu masala kaptırmıştık.
Meteora’yı keşfe önce vadiyi gezerek başladık. Amacımız önce günbatımını izlemek için doğru noktayı bulmaktı, manastır ziyaretlerini ertesi güne bırakacaktık. Kastraki dağ köyünden kıvrıla kıvrıla Meteora vadisine giriş yaptığımızda önce solda Agios Nikolaos manastırı bizi karşıladı. Virajlı yolda ilerlerken, aynada uzaklaşan Agios Nikolaos’tan gözlerimizi alamıyorduk. Birden sağda gördüğümüz Roussanou Manastırı’nın büyüleyici manzarası ile bir kez daha nefesimiz kesildi. Virajı tamamladığımızda yol ikiye ayrılıyordu. Soldan Varlaam ve biraz ilerisinde Megalo Meteora, sağdan ise Agia Triada ve ilerisinde Agios Stefanos manastırlarına ulaşabiliyorduk. Biz haritada gösterilen iki gün batımı noktasını görmek için sağa devam ettik. Roussanou Manastırı’na yakın olan noktayı daha etkileyici bulduk. Günbatımına yüzümüzü döndüğümüzde Agios Stefanos hariç tüm manastırları sağdan sola görebileceğimiz bir açıda kayaların en alt kısmına, en öne oturup vadiyi izlemeye başladık. Gittiğimizde sadece 3 kişi bulunan bu nefis manzara noktasının, sonradan inanılmaz kalabalıklaştığını, güneş batınca yükselen alkış seslerinden anladık.
Her bir manastırın hafta içi kapalı olduğu en az bir gün var. Meteora ziyaretiniz hafta sonuna denk geldiyse şanslısınız, 6 manastırın tamamı ziyarete açık. Manastırlardan Roussanou ve Agios Stefanos rahibelere ait, diğer 4 manastır ise rahiplerin. Manastır girişlerinde küçük birer gişe var, giriş için her bir manastır 3 Euro (2017 fiyatı) ücret alıyor ve bilet veriyor. Manastırların bahçelerinde fotoğraf çekebiliyorsunuz ancak kapalı alanlarda, özellikle kilise ve şapellerde fotoğraf çekmek kesinlikle yasak. Meteora’daki manastırlar 1 Nisan – 31 Ekim dönemi Yaz, 1 Kasım – 31 Mart dönemi Kış takvimi ile çalışma saatlerini belirliyorlar.
Megalo Meteoro
Meteora’da yapılan ilk ve en büyük manastır olan Megalo Meteoro, 623 metre yükseklikteki devasa kumtaşı kulesine adeta bir kartal gibi konmuş. Manastırın girişindeki mağara, Athanasios’un 1382’de manastırını kurmadan önce yaşadığı yer. Katedraldeki freskoları Bizans sanatının en iyi örneklerinden. Athanasios’un mezarı da Megalo Meteoro’daki kilisede bulunuyor.
Yaz : Salı günleri kapalı. Diğer günler 09:00-17:00 arası açık.
Kış : Salı ve Çarşamba günleri kapalı. Diğer günler 09:00-15:00 arası açık.
Varlaam
Meteora’nın ikinci en büyük manastırı 14. yy’da yapılan Varlaam. Hem konumu, hem de 16. yy Bizans sanatını yansıtan freskoların bulunduğu kilisesi ile Varlaam, Meteora’nın bizce en etkileyici manastırı. Eğer sadece 1 manastır ziyaret etmeye vaktiniz varsa, kesinlikle Varlaam’ı tercih etmenizi tavsiye ederiz. Manastırın avlusunda farklı açılardan harika manzaraları seyrettikten sonra, tırmanış kulesine bakmayı unutmayın. 1536’da yapılan asansör sisteminde manastıra hem eşya, hem de ziyaretçi taşınmış.
Yaz : Cuma günleri kapalı. Diğer günler 09:00 – 16:00 arası açık.
Kış : Perşembe ve Cuma günleri kapalı. Diğer günler 09:00 – 15:00 arası açık.
Agios Nikolaos
Kastraki Köyü’ndeki Agios Nikolaos, Meteora vadisine girdiğinizde ilk göreceğiniz manastır. 14. yy’da tamamlanan manastırın içindeki St. Anthony şapelinde, yine 14. yy’da yapılan duvar resimlerini görebilirsiniz.
Yaz : Cuma günleri kapalı. Diğer günler 09:00 – 15:30 arası açık.
Kış : Cuma günleri kapalı. Diğer günler 09:00 – 14:00 arası açık.
Roussanou
Rahibelerin yönettiği Roussanou Manastır’ı, ağaçların ortasında yükselen dar bir kumtaşı kulesinin üzerinde oluşuyla, diğer manastırlardan biraz daha farklı bir güzelliğe sahip. 16. yy’da tamamlanan manastırın, şapelindeki freskoları göz alıcı. Merdivenleri tırmanırken, vadinin fotoğraf çekmek için gözümüze kestirdiğimiz harika bir balkon vardı, ama maalesef bu manastırdaki rahibeler oldukça katı. Balkonla gişe arasında sadece bir adım olmasına rağmen, çıkmamıza izin vermediler.
Yaz : Çarşamba günleri kapalı. Diğer günler 09:00-17:00 arası açık.
Kış : Çarşamba günleri kapalı. Diğer günler 09:00-14:00 arası açık.
Agia Triada (Holy Trinity)
1362’de yapılan Agia Triada manastırına ulaşmak için önce bir patika yürümek, sonrasında ise 145 dik basamağı tırmanmak gerekiyor. Ana katedralin duvarlarına 1741 yılında yapılan resimler, manastırda yaşayan iki keşişin eseri.
Yaz : Perşembe günleri kapalı. Diğer günler 09:00-17:00 arası açık.
Kış : Çarşamba ve Perşembe günleri kapalı. Diğer günler 10:00-16:00 arası açık.
Agios Stefanos
Rahibelerin yönettiği ikinci manastır Agios Stefanos’un tarihi 12. yy’a dayanıyor. Agios Stefanos’a, yol kenarına park ettikten sonra küçük bir köprüden geçip kolayca giriş yapabiliyorsunuz. Agios Stefanos’ta iki katedral bulunuyor. Biri 16. yy’da yapılan ve II. Dünya Savaşı’nda zarar gören katedral. İkincisi ise 18. yy’da yapılan ve Saint Charalambos’a adanan katedral. Saint Charalambos katedrali diğerlerinden daha yeni olmasına rağmen, mimarisi ve duvar resimleriyle oldukça etkileyici görünüyordu.
Yaz : Pazartesi günleri kapalı. Diğer günler 09:00-13:30 / 15:30-17:30 arası açık.
Kış : Pazartesi günleri kapalı. Diğer günler 09:30-13:00 / 15:00-17:00 arası açık.
Meteora’da Konaklama
Meteora kayalarının hemen bitişiğindeki tarihi kasaba Kalampaka’da (Kalabaka) 12 bin kişi yaşıyor. Kalampaka, Antik Yunan zamanı Eginio, Bizans zamanı ise Stagi ismi ile anılırmış. Kalampaka isminin ise Türkçe “kale” kelimesinden türediği düşünülüyor. Kalampaka’daki en büyük sürpriz 6. yy’dan kalan Meryem Ana Bizans Kilisesi (The Byzantine Church of Virgin Mary). Haftanın her günü 09:00-13:00 ve 15:00-20:00 arası ücretsiz olarak ziyarete açık olan kilise geçmişinin, MÖ 4. yy’dan kalan bir tapınağa dayandığı düşünülüyor. Kilisenin iç duvarlarını tamamen kaplayan müthiş güzellikteki freskolar ise 11. yy’da yapılmış.
Kalampaka, otelleri, restoranları ve turizm ofisleri ile Meteora’yı ziyarete gelenlerin buluşma yeri gibi. Biz de Kalampaka’da kaldık. Devasa kumtaşı heykellerinden birine bakan, balkonlu Meteora manzaralı bir oda tercih ettik. Ama bir daha gidersek Kalampaka’da değil, mutlaka Kastraki’de kalacağız. Kastraki, Kalampaka’dan Meteora’ya giden yolda küçük bir dağ köyü. Bu köyde doğa ile daha uyumlu, şehir ortamından uzak butik otel seçenekleri var. Meteora’yı gezmek için bir tur şirketine ya da toplu taşımaya ihtiyaç duyanlar mecburen daha turistik olan Kalampaka’da kalmalı. Bizim gibi kendi otomobili ile gidenlere ya da motorsiklet kiralayacak olanlara, yani ulaşım konusunda özgür olanlara, Meteora manzarasının tam ortasında huzurunun tadını çıkartmaları için Kastraki’de kalmasını öneriyoruz. Kastraki’deki Hotel Doupiani House ve Archontiko Mesohori Suites & Apartments özellikle göz atmanızı tavsiye edeceğimiz oteller arasında.
Meteora Yol Haritası
İstanbul’da Meteora’ya rotamızı Google Maps’te çıkarttık. Türkiye ile Tekirdağ, Malkara, Keşan, İpsala rotası üzerinden vedalaştık. Dedeağaç, Komotini, Kavala, Selanik, Grevena rotasında Egnatia Odos isimli E90 otobanını kullandık. Bu otoban boyunca toplam 5 gişeden geçtik, fiyatları 2,60 – 1,20 Euro arası değişen 5 gişede toplam 11 Euro ödedik. Grevana’dan sonra otobandan çıkıp, Kalithea üzerinden Meteora’ya kalan 93 km’lik tek şerit ve virajlı yolu tamamladık. Meteora’ya gelmeden yol Venetikos isimli bir köprüden geçiyor, bu köprüden önce güzel bir nehir manzara noktası var. Burada fotoğraf molası vermenizi tavsiye ederiz. Yunanistan’daki Egnatia Odos otobanı çok sakin ve çok konforlu bir otoban. İki şerit gidiş – iki şerit geliş var. Tabelaların hepsinde aynı zamanda İngilizce bilgiler yazıyor. Yolda birbirinden harika tünellerden geçiyorsunuz. Tek sorun internet bağlantısının kötü olması. Bu sebeple rotanızı önceden kaydetmeniz önemli. Yol boyunca sık sık dinlenme alanları var. Yunanistan’daki otobanların bizimkilerden farkı otoban kenarında benzin istasyonu ve restoran bulunmaması. Eğer WC dışında bir ihtiyacınız varsa, benzin / yemek ihtiyaçlarınız için illa tabelayı takip ederek otobandan çıkıp yakındaki kasabaya gitmeniz gerekiyor.
Bu yazımız ve fotoğraflarımız Marie Claire Maison dergisi Kasım 2017 sayısında yayınlanmıştır.
*Bu yazıda önerdiğimiz mekanların tamamı ve adresleri, yazdığımız orjinal mekan ismi ile Google Haritalar’da listelidir.
7 comments
çok güzel paylaşımlarınız
bugüne kadar okuduğum en güzel meteora yazısı olmuş. anlatım için teşekkür :)
çok teşekkürler bizi çok mutlu ettiniz :)
yine harika bir yazı ve süper fotolar :) emeğinize sağlık
çok teşekkürler Serkan Bey :)
Gaudinin eserlerini andiran bir topografya…
Evet çok ilginç, Gaudi doğadan ilham alıyordu, belki Meteora da bunlardan biridir.