Günün erken saatleri. Havanın karanlığını yavaş yavaş arkamızda bırakırken deniz de görünüyor nihayet. İnce bir rüzgar esiyor etrafımızda, şehrin en sakin zamanının tadını çıkarıyoruz İDO Yenikapı Terminaline giderken. İlk seansta izlenen filmin tadını veriyor ilk feribota binmek, gün doğarken.
2 hafta önce aldığımız biletin, qr kodunu göstermek için cep telefonunu uzatıyoruz girişte, bilet bastırmaya gerek olmadan hızlıca geçiş yapıyoruz. Henüz 30’larında, ince yapılı, elmacık kemiklerini belirginleştiren gülüşüyle bir görevli “günaydın” diyor. Kapıdan geçerken, önce kontrol için açılıyor aracın bagajı. Sonrasında “iyi yolculuklar” diyerek uğurluyor bizi. Böylece bu saatte, şehrin en kalabalık yerine adım atıyoruz. Yolculuğa çıkacak bizim gibi yüzlerce kişi ya arabalarıyla ya da yaya olarak giriş yapıyor feribota. Arkasından el sallayanlar, çarşaf gibi serilmiş denizin üzerine doğan güneşin fotoğrafını çeken turistler ve içindeki heyecanı hiçbir zaman içinde tutmak istemeyen çocuklar. 07:30 Yenikapı Bursa Hızlı Feribotu’nda aracımızı park edip, salona çıkıyoruz.
Evliya Çelebi’nin İzinde
Belki de aynı saat, aynı dakika, aynı gün doğumunu izlemişizdir 376 yıl sonra. Evliya Çelebi’nin o meşhur seyahatinin başladığı noktadayız. Bir yelkenli ile İstanbul’dan Mudanya’ya doğru yola çıktığı seyahatine, ilk başladığı şehir Bursa. Evliya Çelebi’nin seyahatin bir parçasını bugün biz de yaşayacağız, O’nun yazdıklarından, O’nun hatıralarından aldığımız notlarla. Ne kadar şanslıyız ki böyle büyük bir seyyahın bize bıraktığı ciltlerce bir deneyim var. Zaman ne kadar geçse de, yazılanlar bizi hem değişimi hem de değişime direnenleri göstermek için hazırlanmış bir rehber gibi orada duruyor. Ve her açıp baktığımızda yeni bir heyecan kaplıyor içimizi. Yola çıkmanın verdiği o uçma hissi, bir çocuğun içinde tutmak istemediği heyecanın sanki büyümüş hali.
Feribot kara ile vedalaşırken, biz de kahve ve havuçlu kek alıyoruz büfeden. Mudanya’ya doğru 95 dakika sürecek yolculuğumuz için hazırız. Manzaramız cam kenarı, deniz üstü, güneş yanı. Cemal Süreyya geçiyor aklımızdan; ” kes yüreğine giden bileti can kenarı olsun”. Camda bir önceki yolculuğun izleri, denizin en küçük hali damlacıklar. Ve o damlacıklar içinden parlayan güneş ile birlikte yoldayız. Rüzgarın sesini duymak için ara ara cama yaklaştırıyoruz kulağımızı. Yelkenleri fora Evliya Çelebi ile aynı yoldan Bursa’ya doğru ilerliyoruz. Martılar bu defa yelkenli yerine İDO feribotuna eşlik ediyor.
Bizim bir ayağımız hep Bursa’da. (Onur Bursalı, ailemizin yarısı Bursa’da.) Bursa’ya Cumalıkızık, Ulubat Gölü ve Gölyazı, Mudanya ve Küçük Kumla, Tirilye ve Kumyaka, Kültür Park ve Arkeoloji Müzesi, hamamlar, İznik keşiflerimiz için birer ayrı gün ayırıp özledikçe yeniden gidiyoruz. Uludağ’a kışın kayak için ayrı, teleferik açıldığından beri ise bahar aylarında ayrı gidiyoruz. (Diğer Bursa gezilerimizi ayrıca anlatmayı planlıyoruz.) Ama bir de eski Bursa var, Bursa’nın Unesco korumasındaki cami, türbe ve külliyelerle dolu tarihi merkezini gezip, gitmişken özlediğimiz lezzetlerini tadıyoruz. Bugün Bursa’ya yine tarihi merkezini gezmek ve bayıldığımız lezzet duraklarına uğramak için gidiyoruz, bu rutinimiz olan, özledikçe tekrar ettiğimiz bir program. Günübirlik Bursa rehberimiz herkes için keyifli bir rehber olur umarız, bugün yaşayacaklarımız bizim için Bursa’da Mükemmel Bir Gün.
09:10 Bursa – Güzelyalı
İDO Bursa Terminaline ayak bastığımızda saat 9:10. Bursa için hala sakin saatler. Hava puslu, hatta yol boyunca pusun kalkışını izleyerek Bursa’ya doğru ilerliyoruz. Mudanya-Bursa yolu üzerindeki Osmangazi’de Pasto’ya uğramak için yoldan çıkıyoruz. İstanbul’dan ekmek siparişi var, önce onu bir alalım. Tam tahıllı 120 yıllık ekşi maya geleneği ile üretilen ekmekler var burada. Pasto, İDO Bursa Terminali’nden sonra 19 km uzaklıkta, Bursa yolu üzerinde olduğu için çekinmeden yoldan çıkıp uğruyoruz. Bursa’ya Mudanya üzerinden gelir ya da giderseniz size de uğramanızı tavsiye ederiz.
10:15 Muradiye Külliyesi
Çekirge – Kükürtlü yolu üzerinden Muradiye’ye geliyoruz. İlk durağımız Muradiye Külliyesi. Buraya gelmek için gizli bir ajandamız daha var, onu ayrı anlatacağız.
Semte de ismini veren Muradiye Külliyesi bahçe içerisinde gizlenmiş bir hazine gibi. Giriş ücretsiz. Cami, türbeler, mektep ve hamamdan oluşan külliyenin yemyeşil bahçesi ve rüzgarda salınan servi ağaçları ile resmen huzurun resmi. Evliya Çelebi’nin anlattıklarından bu külliyenin zamanında şehir merkezinin dışında olduğunu anlıyoruz. Şimdi ise şehrin tam ortasında.
Türbelerin mimarisi ve içerideki birbirinden renkli çiniler görülmeye değer. Bursa ve Cumalıkızık 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştı. Bursa’nın kültür mirası olarak Unesco listesine alınan Muradiye Külliyesi dışında Hanlar Bölgesi, Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri ve Yeşil Külliyesi de bugünkü rotamız üzerinde.
10:45 Ünlü Tahinli Pideci
Muradiye’den yukarı, Tophane’ye doğru çıkan bayırın hemen başında, Muradiye otobüs durağının tam karşısında Ünlü Tahinli Pideci vardır. Bir İtalyan için sabah kahvaltısı nasıl kahve yanında kruvasansa, Bursalı için de benzer bir ritüel söz konusu. Tahinli pide ve çay.
Oylum ile yukarı doğru çıkarken anılarım da bilinç altından yüzeye doğru genişliyor. Lise zamanı, az tahinli pidesini yememişimdir bu fırının. Ve yüzeye çıkan anılarım ile birlikte rahatlıkla söyleyebilirim ki burada Bursa’nın en güzel tahinli pidesini yapılır. Ya da ben daha iyisini henüz yemedim. Şöhret Abla neredeyse 20 yıldır oradadır. Ufacık bir dükkan. Ufak bir fırın, ufak bir tezgah ve en fazla 4 tepsinin yan yana sıralanacağı ufacıklığın hakkını veren bir vitrin. Tadı tarif edilemez bir lezzet. Burası için ister normal, isterseniz yanık tahinli pide tercihini yapabileceğiniz yegane yer de diyebilirim. Tahinli Pide fiyatı 2 TL. Bir de Külliye’nin hemen aşağısındaki sokakta yer alan İnanç Fırını vardır. Onun da tahinli pidesi gayet lezzetlidir.
10:50 Tophane Saat Kulesi, Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri
Aslında Bursa’da her şey kusursuz bir şekilde birbirini tamamlıyor. Sabah ilk durağımız Muradiye Külliyesi’ydi; bahçede bizden başka kimsenin olmadığı, en boş ve en güzel zamanı. Muradiye Külliyesi için durduğumuzda arabayı tam olarak Ünlü Tahinli Pideci dükkanının karşısındaki otoparka park ettik. Tahinli pideleri alıp yokuşu kıvrıla kıvrıla çıkınca, bu defa Tophane’ye geldik.
Tophane’de bir yanımızda şehir, bir yanımızda saat kulesi manzarası ile çay bahçesinde günün ikinci kahvaltısını yapmış olduk. İlk kahvaltı İDO’daydı, ama bugün seferiyiz, sayılmaz. Bursa’ya geldiğimizde zaten diyetimiz bellidir, “az az – çok sık yiyeceğiz”. Tahinli pideler eşliğinde Tophane’deki çay bahçesinde kahvaltımızı yaptık.
Eğer Uludağ yoluna çıkacak vaktiniz yoksa, Bursa’ya şöyle hafif de olsa tepeden bakacağınız yerlerden biri burası. Tophane Saat Kulesi’nin yer aldığı alan, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Orhan Bey ve Osman Bey’in de türbelerinin bulunduğu yer. 1905 yılında yapılan 65 metre yüksekliğindeki Tophane Saat Kulesi, II. Abdülhamid’in tahta çıkışı şerefine 1906 yılında açılmış.
11:30 Saltanat Kapısı ve Kitap Evi
Tophane Parkı’ndan çıktığınızda hemen karşıda göreceğiniz bakkalın arkasındaki basamaklardan yukarı çıkıyoruz. Birbirine parelel kale içi sokaklarında geziyoruz.
Bu sokaklar eski Bursa’yı hayal etmemiz için bırakılmış fotoğraflar gibi. Adeta şehrin içindeki Cumalıkızık. Sokakların birinden girip, diğerinden Saltanat Kapısı’na çıkıyoruz. Osmanlı’nın Bursa şehrine giriş yaptığı kapı olarak bilinen Saltanat Kapısı etrafındaki surlar restore edildi. Evliya Çelebi surlarda 67 kule ve 5 kapı olduğunu, çevresinin 10 bin adım olduğunu yazmış Seyahatnamesi’nde. Surların yol ile birleştiği yerden tepeye doğru uzanan merdivenleri takip ediyoruz. İlk anda biraz soluksuz bıraksa da, surların arkasından gördüğümüz manzara ile birlikte kendimize geliyoruz.
Merdivenlerin hemen başında şu an 13 odalı butik bir otel olarak da hizmet veren Kitap Evi bulunuyor. Bursa’nın eski kafelerinden olan Kitap Evi’nin bahçesi kahve molası için bire bir. Yemyeşil bir avlunun içine açılan kapı ve saklı bir bahçe. Eskiden çok iyi bir kitap arşivi de vardı ama şu an azalmış duruyor.
Havanın yazdan kalma haline takılıp çıktığımız merdivenlerden bu defa aşağıya doğru yürüyoruz. Surların üzerinden tüm endamını gördüğümüz, Evliya Çelebi’nin tabiri ile Bursa’nın Ayasofya’sı olan Ulu Camii’yi bugün bir de yakından göreceğiz. Tophane’nin önüne park ettiğimiz arabaya atladık ve bu defa uzun süre geri araba kullanmamak üzere Heykel’deki Bursa Spor Katlı Otoparkı’na aracı bıraktık. Bu Cumartesi Bursa biraz trafikli, hızlı hareket etmek için tecrübemizi kullanacağız.
Heykel’de yer alan Kent Müzesi’ni vaktiniz olursa ziyaret edebilirsiniz. Hem eski Bursa fotoğrafları, hem de gezdiğiniz dolaştığınız yerlerin eski hallerinin canlandırmalarını görebilirsiniz. Bizim ziyaret ettiğimiz en iyi kent müzelerinden biri olduğunu da belirtelim.
Müzenin hemen arkasından kalkan dolmuşlardan birine atlayıp Yeşil Türbe’ye gidiyoruz. Dolmuş kültürü Bursa’da hala devam ediyor. Kişi başı ücret alınan 4 kişinin bindiği bir taksi aslında. Kişi başı 2,25 TL ücreti ile Bursa içi ulaşımda hem ucuz, hem de hızlı bir çözüm.
12:20 Yeşil Türbe
Bursa’nın simgesi, Sultan Mehmet Çelebi tarafından 1421 yılında mimar Hacı İvaz Paşa’ya yaptırılan Yeşil Türbe’nin önündeyiz. Turkuaz renkli çiniler ile kaplı sekizgen yapı yeşilliğin ortasında bir anıt gibi duruyor.
Etrafından esen rüzgarın, salınan ağaçların sesi. Yeşil Türbe’nin çinilerinin %90’ı onarım sırasında değiştirilmiş. Şu an orjinal çiniler giriş kapısının hemen altında ve sol taraftaki duvarda görülebiliyor. Yurtdışına kaçırılan çinilerin ise bazıları özel koleksiyonlarda, bazıları ise müzelerde sergileniyor. Londra’daki Victoria & Albert Museum da bunlardan biri. Osmanlı mimarisinde, tüm yüzeyi çini ile kaplı tek örnek Yeşil Türbe. İvaz Paşa yapı bittiğinde ileride çiniler kırılırsa, yıpranırsa diye yedeklerin hepsini türbenin altındaki mahsene saklamış. Malesef onlar da kayıplara karışmış sonrasında. Türbenin hemen karşısında Yeşil Cami ve arkasında ise antikacıların yer aldığı bir meydan var.
13:15 Irgandi Köprüsü
Yeşil Türbe’den Setbaşı’na doğru yürürken hemen köşede bahçe içinde yer alan güzel bir mimari yapı göreceksiniz, burası ise İslam Eserleri Müzesi. Müzeyi geçince aşağıya doğru inen yolu takip ederseniz, yolun karşısındaki parkın içinden Gökdere’ye doğru inen bir patika vardır. Bu patika sizi doğruca Irgandi Köprüsü’nün altına götürür. Köprüyü bu açıdan görmek mükemmeldir.
Dünya’da üzerinde çarşı bulunan 4 köprüden biri Irgandı Köprüsü. Irgandi Köprüsü 1442’de yapılmış. 1854’deki depremde hasar görmüş. 2004’te yenilenmiş. Restorasyon sonrası köprü üzerindeki dükkanlarda el sanatları atölyeleri yerini aldı. Dünyadaki diğer çarşılı köprüler Floransa’daki Ponte Vecchio (996), Venedik’teki Rialto (1591) ve Lofça’daki Osma Köprüsü (1874).
Yeşilliklerin arasında çıkıp gizemli bir medeniyeti bulmuş arkeolog heyecanıyla devam edebilirsiniz. Köprünün altından yürüyüp demir merdivenlerden yukarı çıkarsanız Setbaşı Köprüsü’nün üzerine varmış olursunuz. Irgandı Köprüsünü bu açıdanda görüp tüm açıları tamamlarsınız dilerseniz.
13:45 Kayhan Çarşısı, Pideli Köfte ve Cantık
Setbaşı Köprüsü’nü geçince ilk sağdan aşağıya doğru iniyoruz. Sıralı dükkanların olduğu yer aynı zamanda eski sahaf dükkanlarının bulunduğu Sönmez İş Sarayı’na çıkıyor. Bursa’nın en eski AVM’si burasıdır. Alt katındaki sahaflardan inanılmaz şeyler çıkabiliyor. Aşağıya doğru devam edip eski Bursa’nın çarşılarından Kayhan’a geliyoruz. Acıktık, artık ayaklarımız bizi doğru adrese götürüyor. Eskiden daha çok mobilyacıların, ev eşyaları satan dükkanların yerini şimdi pideli köfteciler almış. 5 sene öncesine kadar sadece 3-4 pideli köfteci olan çarşıda, artık adım başı pideli köfte tabelasına rastlanabiliyor. Ama bunlar içinde yer alan Hacı Bey Kebapçısı 47 yıldır değişmeyen tadıyla sizi başka dünyalara götürecek lezzet sunuyor. Bursa’da sık sık ama az yiyoruz demiştik. Ama söz konusu İskender ya da pideli köfte ise o porsiyon paylaşılmaz, o günün ana yemeğidir artık.
Bizim için bugünün yemeği “pideli köfte”. Nail Bey babasından kalan dükkanda, hala işinin başında. “Lise yıllarında da hep burada yerdik pideli köfteyi, hiç değişmemiş lezzeti” diyorum, “ben değişmedim o yüzden” diyor gülerek. 2 pideli köfte, 2 içecek 25 TL. Bu fiyata bundan daha lezzetli bir yemek olamaz. 1867’de İskender Efendi, kuzu etini nasıl daha lezzetli pişiririm arayışları içindeyken Kayhan’daki dükkanında İskender’i icat etmiş. Kayhan için Bursa’daki lezzetlerin doğduğu yer diyebiliriz.
Kayhan Çarşısı’nın bir alt sokağında ise, eskiden demirci atölyelerinin bulunduğu sokaklarda Bursa’ya özgü cantık yiyebileceğiniz Acı Dayı ve Pidecioğlu bulunuyor. Cantık için nasıl bir tat derseniz kıymalı pide ile çiğ börek arası diyebilirim. Bu tanımlama çok yeterli değil biliyorum ama denemeden bir yargıya varmanız da çok olası değil, benzersiz bir lezzet. Acı Dayı’da cantıkların tanesi 3,5 TL, paylaşmak için hemen bir tane alıyoruz. Aslında tokuz ama Kayhan’a kadar gelmişken damağımıza bu lezzeti hatırlatmamız şart. Pidecioğlu ise kebapçı pidesi işinde uzman, Türkiye’ye kebap pidesi yapıp dağıtıyorlar.
14:40 Koza Han
Bursa’nın Kapalı Çarşısı’nın içinde kayboluyoruz. Kapalı Çarşı’da yürürken önünde istisnasız durduğumuz iki dükkan var. Biri Bursa’nın en iyi dondurmacısı Geye. Ufacık dükkandaki dondurma ve sütlü tatlılar kesinlikle denemeye değer.
İkinci dükkan ise Turan Kadayıf. Kadayıflarından alıp yapmışlığımız yok, zaten kadayıf yapmasını da bilmeyiz ama bu dükkanın önünde durup ustayı ve tezgahı izlemeye bayılıyoruz.
15 yy.’da Uzun Çarşı olarak anılan yer daha sonra Emir Han, Koza Han ve Geyve Han gibi hanların aralarının çatı ile kaplanarak kapatılmasıyla kapalı çarşı halini almış. Bir çok meslek dalının kendine ait koridorlarında sesleri takip edip kahve kokusuna doğru yürüyoruz.
Yorgancılar Çarşısı, antikacıların yer aldığı Aynalı Çarşı, ve Tuzpazarı’na doğru çıkarken hemen sağımızda yer alan büyük kemerli kapıdan içeri giriyoruz, Koza Han’dayız.
Zamanında ipek çuvallarının kapladığı meydan şimdi koca çınarların gölgesine sokulmuş çay bahçelerini ağırlıyor. İngiltere Kraliçe’sinin de ziyareti sırasında uğradığı Koza Han’ın üst katında yer alan dükkanlarda ise hala ipekten imal edilmiş eşarplar, kıyafetler satılıyor. Kömürde Türk Kahvemizi içip üst kata çıkıyoruz. Koza Han balkonundan dolanıyoruz tekrar Ulu Camii meydanındaki girişe doğru.
15:20 Ulu Camii
İçindeki şadırvanı ile sıradışı bir akustiği var Ulu Camii’nin. Bir de üzerine tartışmalar yapılan minberi. Ulu Camii minberinin sol tarafından yekpare ağaçtan yapılmış işlemeli kaplama üzerinde, güneş sisteminin tasvir edildiği söylenir. 9 gezegenin ve güneşin olduğu kabartmalar 614 sene önce yapılmış. Plüton ‘un 1930 yılında keşfedildiğini düşünüldüğünde, her ne kadar Plüton 2006’da gezegenlikten çıkarılmış olsa da, bu çizimi yaptıran Molla Fenari’nin nasıl 9 gezegen olduğu bilgisine sahip olduğu büyük bir sır. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ise minber üzerindeki kabartmalardan çiçek işlemeleri olarak bahsedilir, ve öyle işlemelerdir ki dünyada benzeri yoktur. Ulu Camii’nin hikayeleri çoktur, Hacivat ile Karagöz’ün cami inşaatında çalıştığı ve işleri aksattıkları için yapımı geciktirdiği de bu hikayelerden biridir.
Hikayeler üzerinden giderken birden aklıma geldi, o kısmı da atlamak istemedim. Bursa’nın ismi nereden geliyor? Bunun için anlatılan iki hikaye var. Birincisi daha akla yakın olmakla birlikte biz Evliya Çelebi’nin anlattıklarını daha gizemli ve eğlenceli buluyoruz. O yüzden ikincisinden başlıyoruz, Evliya Çelebi şöyle anlatıyor…Nuh Tufanı’ndan evvel bu yere Hz. Süleyman’ın bir askeri gelmiş. Şehrin eteklerinde, yüksekçe yerde büyük bir kale ve eski bir yerleşim varmış. O kaleyi cinlerin yaptığı söylenirmiş. Kaleyi kimse alamazmış, kim savaşsa kazanamadan geri dönermiş geldiği yere. Nuh Tufan’ı ile birlikte kale de batıp yok olmuş. Hz. Süleyman da hemen bütün insanlara ve cinlere, yabani hayvanlara ve kuşlara emredip derhal taşı ve toprağı kaldırıp kalenin gün yüzüne çıkmasını emretmiş. Herkes çalışmaya başlamış, temizlenirken kalenin burçları ve duvarları belli olmuş. Hz. Süleyman da rüzgara emredince, büyük bir lodos esip tüm kaleyi ortaya çıkarmış. Orada bulunan kara bir dev; “Ey Allah’ın Emini! Bu kalenin altındaki kayalarda bir tılsımlı define vardır. Onu bulursanız dünya halkına kıyamete kadar yeterli gelir” demiş. Diğer bir dev de karşı çıkıp “Bulunmaz” demiş. Ya bulunursa? Kimi bulunursa, kimi bulunmazsa, bulunursa, bulunmazsa diye dursun, Hz. Süleyman derhal devlere defineyi bulmasını emretmiş. Defineyi bulunca şehri baştan başa onarıp ismini de “Bulursa” koymuş. İşte Bursa, “Bulursa’nın” bozulmuş haliymiş.
Birincisi ise, MÖ 2.yy’da Bitinya bölgesinin başkenti olan şehre kurucusu Prusias’ın adının verilmesidir. Prusa olarak geçen şehir Roma sonrasında Osmanlı egemenliğine girmiş ve ismi de Prusa’dan Bursa’ya dönüşmüş.
Bursa’nın anlattığı hikayeler bunlarla da sınırlı değildir, evliyalar şehri olarak da geçen Bursa, her sokağında, kahvesinde farklı hikayelerin kulaktan kulağa yayıldığı bir yerdi. Şimdi o eski kahvehaneler kalmayınca hikayeler de unutulmaya başlandı.
Ulu Camii’den çıkıp çarşı içine doğru ilerliyoruz. Camii’nin hemen köşesinde Bursalılar’ın çok tercih ettiği Ömür Köftecisi ve Saray Pideli Köftecisi yer alıyor. Ama bugün biz kalan yarım porsiyonluk yerimizi, başka bir lezzet için saklıyoruz.
16:30 Şark Döner
Tuzpazarı’ndaki yerel peynir üreticisi Seha Gıda oldukça lezzetlidir. Peynir seviyorsanız uğramanızı şiddetle tavsiye ederiz. Sokağın diğer ayrımı ise sizi doğrudan başka bir lezzete çıkarır; Şark Döner! Burası özellikle çarşı esnafının ve çarşıyı ziyaret eden Bursalılar’ın uğrak yeridir. Et döneri Bursa’nın, belki de Türkiye’nin en iyisidir. Yalnız akşam saat 5 gibi döner bitiyor, gitmeden önce saate bakmanızda fayda var. Cantık ön planda değildir belki ama cantık da lezizdir burada. Döner porsiyon 16 TL, cantık 3,5 TL. Bursa’da her an çok makul fiyatlara, nefis lezzetlerle karnınızı doyurabiliyorsunuz. Dükkanın hemen yanında ise bir sahaf yer alıyor. Yine önünde durmayı sevdiğimiz dükkanladan biri.
Artık güneşi batırmak için Botanik Park’a gitme zamanımız geldi. Heykel’de aracı park ettiğimiz otoparka doğru ilerliyoruz. Giderken meşhur köşe mavi dükkanı ile caddenin en hareketli noktası Kebapçı İskender’in önünden geçiyoruz. Bursa’da yiyebileceğiniz en lezzetli İskender’i yapan dükkan burasıdır. İskender’in muciti İskender Efendi’nin oğlu Cevat İskenderoğlu’nun 70 sene bizzat çalıştığı dükkan burası. Biz Bursa’da geçirdiğimiz günlerde dönüşümlü olarak ya bu mavi dükkanda İskender yiyoruz, ya Hacı Bey’de pideli köfte. Konu aslında o mükemmel lezzetteki pidelerin, sos – tereyağ – yoğurt üçlüsü yanında döner mi yoksa köfte mi yemek istediğiniz, işte bütün mesele bu! Bugün pideli köfte yedik ya, aklımız tabiki İskender’de kaldı. Son geldiğimizde de tam tersiydi. Bursa’da bu his hiç değişmiyor, hep aklımız yiyemediklerimizde kalıyor. Zamanınız darsa, hiç beklemeden ve daha makul fiyata yiyeceğiniz Pideli Köfte ilk tercihiniz olsun.
Kebapçı İskender’in solundan Tuzpazarı’na doğru giderken, 1880 yılında inşa edilen Türkiye’nin en eski belediye binası vardır. Hemen yanındaki bina ise Tayyare Kültür Merkezi. Hem sergilerin olduğu hem de özel tiyatroların sahne aldığı kültür merkezinin programına göz atabilirsiniz.
17:30 Soğanlı Botanik Parkı
Artık şehir merkezinden çıkıyoruz. Bursa’nın merkezine 7 km mesafedeki Botanik Park, İstanbul’da özlemini duyduğumuz yerlerden.
400.000 m2’lik bir alana yayılan park, eski yeşil Bursa’dan geri kalan gibi. İçinde 3 gölet, 8000 ağaç, 100 bin çalı var, her yer yemyeşil. Konser alanı, maket yarış arabaları pisti bulunan park içinde bisiklet yolları da mevcut. Botanik Park’ı keşfetmenin en eğlenceli yolu bisiklet kiralamak.
İçeride 12.000 metre yürüyüş yolu var, parkın tamamını yürüyerek keşfetmek 1 gün sürer. Bizim gibi bisiklet kiralarsanız kısa sürede parkın tamamını gezebilir, en sevdiğiniz yerlerde molalar verebilirsiniz.
Ülke bahçelerinden Fransız Bahçesi ve Japon Bahçesi bizim favorilerimizden. Bisiklet kirası yarım saatlik 2,5 TL. Parkta 4 kafeterya var, tamında bisiklet kiralama yapılıyor. Biz Bursa’da olduğumuz zaman güneşi burada batırmayı seviyoruz.
Eğer Botanik Park çıkışı acıkmış olursanız, hemen parkın bitişiğindeki İskender Efendi Konağı sizi bekliyor. İskender Efendi’nin torunu Yavuz İskender’in (Süleyman oğlu) başında olduğu İskender şubelerine ve lezzetine zaten senenlerdir aşinayız.
20:30 Bursa – Yalova Yolu
Biz arabayla geldiğimiz için ve zaman sorunumuz olmadığı için dönüş biletimizi 21:45 Yalova – Yenikapı olarak almıştık. Cumartesileri Bursa Güzelyalı’dan Yenikapı’ya son feribot 18:00’da, 18:00 çok erken olduğu için Yalova’yı tercih ettik. Yalova’dan Yenikapı 75 dakika. Zaten 70 km’lik Yalova – Bursa yolunu ayrı bir seviyoruz. Özellikle Gemlik körfezinden geçmeyi ve dağ yolundan kıvrılarak inmeyi. Bu yolda hain planlarımız da var elbette. İDO Yalova İskelesi’nden Bursa’ya giderken 7.km’de Sepetçioğlu var, kuyu kebabı enfestir. Eğer doğrudan Bursa’ya gitmeyeceksek ve karnımız açsa kuyu kebabı yemeden geçmeyiz. Bursa – Yalova yolunda mutlaka durduğumuz bir de Köfteci Yusuf var. Gemlik ya da Yalova şubelerinde yol üstünde durup, İstanbul’a götürmek üzere paket köfte alırız hep. Size de tavsiye ederiz.
21:45 İDO Yalova – Yenikapı Hızlı Feribotu
İçimizde Bursa’da geçirdiğimiz mükemmel günün mutluluğu, tatlı yorgunluğu. Aracı park edip salona çıktığımızda sanki koltuğumuzu değil de yatağımızı arıyor gibiyiz. Feribotta herkes sözleşmiş gibi kısık sesle konuşuyor, 75 dakikalık yolculukla herkes biraz kestirmeyi planlıyor gibi. İDO Yenikapı iskelesine yanaştıktan 10 dakika sonra evdeyiz. Çok değil 2-3 hafta geçmeden yeni bir bilet alırız Bursa’ya. Demiştik ya bizim bir ayağımız hep Bursa’da.
İDO ile Bursa’ya Nasıl Gidilir?
Biz araba ile seyahat etmeyi çok sevdiğimiz için, İDO’nun hızlı feribotlarını çok sık kullanıyoruz. Ege’ye gidiyorsak Yenikapı – Bandırma Hızlı Feribotu hayatımızı çok kolaylaştırıyor. Bursa gidiyorsak, bize yakın olduğu için Yenikapı İskelesi’ni kullanıyoruz. Zaten Avrupa yakasında olanlar Yenikapı’yı, Anadolu yakasında olanlar Pendik iskelesini kullanıyorlar sıklıkla.
– Yenikapı / Bursa
Yolculuk 95 dakika sürüyor. İDO Bursa İskelesi’nden Bursa 28,5 km, yarım saatlik bir mesafe. Yani İstanbul Bursa arası toplamda sadece 2 saat sürüyor. İDO Sonbahar tarifesinde günde 2 sefer oluyor, saatleri size uyuyorsa Bursa’ya günübirlik gitmek için daha büyük motivasyon olamaz. Sürücü dahil otomobil fiyatları 79 TL’den başlıyor, araç içi ek yolcu fiyatı ise 14 TL’den başlıyor. Güncel tarife ve bilet fiyatları için tıklayın.
– Yenikapı / Yalova
Yolculuk 75 dakika sürüyor. İDO Yalova İskelesi’nden Bursa 70 km, yaklaşık 75 dakikalık bir mesafe. İstanbul – Bursa arası toplamda 2,5 saat olarak düşünebilirsiniz. İDO Sonbahar tarifesinde günde karşılıklı 8 sefer var, saatlerinizi size en uygun olacak şekilde seçebilirsiniz. Güncel tarife ve bilet fiyatları için tıklayın.
– Pendik / Yalova
Yolculuk sadece 45 dakika sürüyor. Yalova’dan Bursa 75 dakika, yani toplamda 2 saat’te Bursa’da oluyorsunuz. 07:00 – 23:00 arası her saat sefer var. Eğer Anadolu yakasındaysanız ya da trafiksiz bir saatte yolculuk yapacaksanız İstanbul’dan Bursa gitmenin bir diğer pratik yolu Pendik – Yalova Hızlı Feribot hattı. Her saat başı sefer var, sürücü dahil otomobil fiyatları 29 TL’den başlıyor, araç içi ek yolcu fiyatı ise sabit 9 TL. Seyahatinizi son dakikaya bırakmayıp, önceden planlarsanız avantajlı fiyatları yakalayabilirsiniz. Güncel tarife ve bilet fiyatları için tıklayın.
– Beşiktaş / Kadıköy / Yenikapı / Bursa
Eğer Bursa’ya araçsız, yaya olarak gitmek istiyorsanız İstanbul’daki Beşiktaş, Kadıköy ve Yenikapı İDO Deniz Otobüsü iskelelerinden size en uygun olanı seçebilirsiniz. Beşiktaş’tan kalkan Deniz Otobüsü, Kadıköy’e ve Yenikapı’ya uğruyor, Beşiktaş’tan Bursa’ya varmanız 2 saat 20 dakika, Kadıköy’den Bursa’ya varmanız 2 saat, Yenikapı’dan Bursa’ya varmanız ise 1 saat 40 dakika sürüyor. Günde 16 sefer var, bilet fiyatları 14 TL’den başlıyor. Bursa’daki Güzelyalı İDO İskelesi’nde indiğinizde Bursa merkeze gitmek için otobüs ya da 10 dakika bir kalkan minibüsleri tercih edebilirsiniz.
İDO güncel kampanya fırsatlarını görmek için buraya ve online bilet bakmak için buraya tıklayabilirsiniz.
İDO aynı zamanda sıkı bir Twitter kullanıcısı. Twitter’daki @idoileyolacik hesabına kalkış ve varış terminallerini yazarak en yakın İDO seferi hakkında anında cevap alabiliyorsunuz.
Biletinizi İDOMOBİL uygulamasından alırsanız, cep telefonunuza gelen sms’de yer alan QR kodu turnikede okutarak, bilet bastırmaya gerek kalmadan hızlıca geçiş yapabilirsiniz.
Bursa Büyük Şehir Belediyesi’nin canlı yayın kameraları var. Gezdiğimiz yerlerin bir çoğunu canlı kameradan izleyebilirsiniz.
Bursa’ya keşfe giden herkese mükemmel bir Bursa günü diliyoruz.
14 comments
Merhaba,
Tarihe not düşmek adına yazıyorum.
05.06.2021
Sabah saatlerinde başladığım yolculuk sizin rehberliginizde mükemmel devam ediyor.
Ünlü tahinli pide yi tamda tarif ettiğiniz yerde ilk defa tattım gerçekten harika .
Sizlere teşekkür ediyorum
bunu duymak harika, çok sevindik, biz teşekkür ederiz mesajınız için :)
Yazılarınızı büyük keyifle okuyorum.
Çibörek , Met Helvası, Kara Kedi Bozası tatmak isterseniz,
Balmumu Heykeller Müzesi, Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı , Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri, Uçak Müzesi, Lületaşı Müzesi, Sıcaksuları görmek isterseniz,
Gondol ve bot turu yapmak isterseniz ,
Eskişehir’e de beklerim.
Çok teşekkürler sağolun :) Eskişehir’de 1 gece kaldık, hızlı bir gezi olduk. İlk fırsatta Frig Vadisi ve şehir keşfi için yeniden gelmeyi umuyoruz.
net bu ülkenin başına gelmiş en güzel şeysiniz. okurken resmen yaşadım bursayı. lütfen devam edin. gerekirse bağış yapmaya hazırım.
daha motive edici bir mesaj daha olamaz bizim için, çok teşekkürler Erdinç Bey sağolun :)
İlk defa gitmek için pazar hiç uygun bir gün değilmiş.geye kapalı,peynirci kapalı,kadayıfçı kapalı.ulu camiiye girmek için kuyruk İskender yemek için kuyruk (az biraz değil uuuuupuzun kuyruklar).tahinli pideci diye diye bayıldım hiçbir Bursalıyım diyen yardımcı olamadı(ez az 7-8 kişiye sordum). Ne yapın edin haftaiçi gidin bence.
Pazar önerdiğimiz pek çok mekan kapalı, hafta içi imkanı olmayanlarla Cumartesi gününü tavsiye ediyoruz.
Tek kelime ile Şahane .. Tebrikler
Çok teşekkürler Kerim Bey sağolun :)
Ayyy Bursa’m gelmiş…..Çok özlediğimi anladım tüm bu mekanları görünce. Daha önce bilmediğim yerler de varmış.Mesela dönerci ve sahaf yan yana
ne mutlu bize :) çok teşekkürler
Çok güzel anlatım ve rehber olmuş. özellikle Bursa’ya gidip nerede ne yenmesi gerekir sorusuna bu yazı güzel cevap veriyor. Fotolar içinde teşekkürler :)
çok mutlu olduk çok teşekkürler :)