Pinaros, Ksanthos, Tlos ve Kragos… Mitolojiye göre Tremiles’in dört oğlundan biri. Menekrates’in MÖ 4.yy’dan kalan kaynaklarına göre, Ksanthos’un nüfusu artınca kentteki yaşlıların bir bölümü Kragos Dağı’nın eteklerine gidip, yuvarlak bir tepede Pınara’yı kurmuşlar. Homeros, Troya Savaşı’nı anlattığı İlyada destanında, kahramanca savaşan okçu Pınaralı Pandaros’u anlatır. Kaynaklarda Pınara’da bu kahramanlığa atfedilen bir Pandaros kültü olduğundan bahsedilir. Strabon ise Geographika kitabında Pınara’yı “…Pandoras’ın kızı, yeşil ormanın bülbülü..” sözleriyle tasvir eder.
Likya Birliği içinde 3 oya sahip olan 6 büyük kentten (Ksanthos, Patara, Tlos, Myra, Olympos ile birlikte) biriydi. MÖ 334-333 yıllarında Büyük İskender’e teslim olan kent, onun ölümünden sonra Bergama Krallığı’na geçmiş ve Roma Dönemi’nde de varlığını sürdürmüş. Kentin hikayesi 9. yy’a kadar devam etmiş.
Pınara’ya her adım attığımızda, akropolün bulunduğu tepenin sarp yamacına oyulmuş yüzlerce tek odalı kaya mezarının manzarasına uzun uzun bakıyoruz. Uzaktan güvercin yuvalarını andıran bu yapı gün batımında kayalardan yansıyan turuncu renk ile bilim kurgu filmlerinden fırlamış bir üssü çağrıştırır. Vadideki ağaçların arasına dalıp Likya döneminden kalanları keşfederken, insan kendini gizli geçitlerle dolu büyülü bir ormanda hissediyor. Pınara’nın nekropollerinde yürürken, Likya’dan kalan en güzel mezar örneklerini bir arada görebiliyoruz. Denizden 715 metre yüksekliğindeki akropol yetmeyince şehir 360 metre yüksekliğindeki aşağı terasta doğu yönünde büyümüş. Bu aşağı akropolde bulunan konutlar, tapınak, agora ve odeion gibi yapılar Roma döneminden kalanlar. 27 basamaklı tiyatrosu ise yürüyüşünüz sırasında her daim yol gösterici oluyor.
Pınara Ulaşım
Kaş – Fethiye yolunu kullananların gözü, Kaş’a 70km – Fethiye’ye yaklaşık 45km uzaklıktaki kahverengi “Pınara” tabelasına takılmıştır. Tabelayı görüp saparsanız 5,5 km’lik stabilize yolda 10 dakikalık bir yolculuk sizi antik kent girişinde otopark alanına getirecek. Zamanı kısıtlı olanlar, aracını park ettikten sonra 500 metrelik kısa bir yürüyüşle tiyatroya ulaşabilir, bu yolda akropolün bulunduğu kayalıkları ve kaya mezarlarını uzaktan izleyebilir. 3-4 saat zamanı olanlar ise 6-7 km’lik bir yürüyüşle hem ağaçların arasında gizlenmiş nekropolü, hem de aşağı ve yukarı akropolü keşfedebilir.
Sormak istedikleriniz için bize instagram’dan dm yazabilirsiniz.