Manhattan’ın kalbindeki Metropolitan Sanat Müzesi (The Met, Metropolitan Museum of Art) , sahip olduğu benzersiz koleksiyon ile her yıl 6 milyon’dan fazla ziyaretçiyi ağırlayarak dünyanın en çok ziyaret edilen “sanat müzesi” ünvanını koruyor. 1870’de kurulan Metropolitan Müzesi, Londra’daki British Museum ve National Gallery’nin bir birleşimi gibi, yani hem dünyadaki hemen her kültürden tarihi ve kültürel eserleri, hem de dünyanın en önde gelen ressamlarına ve heykeltraşlarına ait eserileri bir arada sunuyor. Metropolitan Müzesi’ne yapacağınız bir ziyaretin hakkını vermek için öncelikle metmuseum.org sitesinde öne çıkanlara göz atıp sahip olduğu yaklaşık 2 milyon eser arasından ilginizi çekenleri not almanızı tavsiye ederiz. Yoksa daha resimlerin bulunduğu üst kata çıkamadan Antik Mısır ve Paskalya Adası arasında kaybolabilirsiniz.
Metropolitan Sanat Müzesi, dakikalarda izlemek isteyeceğiniz yüzlerce resimle dolu. Koleksiyon çok geniş olduğundan gidecek olanlar için bana göre çok özel ve Metropolitan’dan görülmeden çıkılmaması gereken 7 farklı salondaki 7 resmi listelemek istedim.
- Galeri 621’de The Musicians (1595) / Caravaggio
New york’un ortasında birkaç dakikalığına Roma’ya ışınlanmak ister misiniz? Caravaggio (1571-1610) bu resmi 24 yaşındayken, Kardinal Francesco del Monte’nin siparişi üzerine yapmış. Resmin adı müzisyenler, 3 çocuk müzisyen ama solda kanadığı karanlıa saklayan bir Cupid değil mi? Gelecekte azılı bir kanun kaçağı olacağından habersiz olan Caravaggio, kendi yüzünü arkadaki müzisyen çocuğun suretinde tüm masumluğu ile ölümsüzleştirmiş. Resmin boyutu 92,1 cm x 118,4 cm.
- Galeri 811’de Woman with a Parrot (1866) / Gustave Courbet
Courbet (1819-1877) daha önce mitolojik karakterlerin nü bir resmini yapıp, Salon’dan red alınca, kendi üslubunda, farklılık getirecek bir nü yapmaya karar vermişti. Fransa’dan romantizmi söküp, realizmi yaymaya çalışıyordu yani yaptığı resim hem Courbet gerçekçiliğini kemiklerine kadar yansıtmalı, hem de yasaklanacak kadar erotik olmamalıydı. Ve modelini bir koltuğun üzerinde çırıl çıplak yatırmış, elinde bir papağan, neşe içinde yatakta kıvrılmalarını resme aktardı. Modelin yüzüne dikkat edin, apaçık gülümsüyor, bu bir ilk. Yani model, Courbet’ye tarihten bir başka kadını anımsatmak üzere orada poz vermiş değil, model tamamen kendi için olarak orada. Salon elbette bu şaheser kaşısında kayıtsız kalamıyor, biz nasıl kayıtsız kalalım. Resmin boyutu 129,5 x 195,6 cm.
- Galeri 825’de The Card Players (1890-1892) / Paul Cezanne
İzlenimcilerin en geçimsizi Cezanne (1839-1906), Paris’deki Salon tarafından hep dışlandı ama üslubu çok benzersizdi ve bir o kadar da çalışkandı. Daha yaşarken Paris’de 150 resmi ile “one man show” yapmış, herkes şaşırtmıştı. Ölümünden yakşaşık 100 yıl kadar sonra bir resmi rekor fiyata satıldı ve dünyanın en pahalı 2. Resmi ünvanını aldı. Cezanne’ın 5 resimlik “İskambil Oynayanlar” serisinden biri bu Metropolitan’daki. Biri Paris Orsay’da, biri Londra Courtauld Institute’de, biri Philadelphia Barnes’da. 5. resim ise 2011’de gerçekleşen rekor satışla Katar Devleti’nin oldu. 250-300 milyon dolar arası bir rakamla satılan resim halen dünyada satışan en pahalı 2. Resim ünvanını koruyor. (1. Resim 2015’ın başında satılan yine tam rakamı açıklanmayan ama 300 miyon civarı satışı yapıldığı söylenen Gauguin’in Nafea Faa Ipoipo isimli resmi. Resmin boyutu 65,4 x 81,9 cm.
- Galeri 820’de The Boulevard Montmartre on a Winter Morning (1897) / Camille Pissarro
İzlenimcilerin sevilen babası Pissarro (1830-1903) 1897’de Paris’in kalabalık sokaklarını bu pencereden gözetlercesine resmetmeye takmıştı. Montmartre Bulvarı’nda 1897’de aynı açıdan yaptığı 14 resim daha var, akşamüstü yağmuru, sisli sabah, gece efekti gibi cadde ile adeta aşk yaşamış, tüm hallerini özenle resmetti. Ardı ardına o kadar çok aynı açıdan resim yapıyordu ki, onu defalarca aynı manzarayı resmetmeye teşvik eden şeyin ışık ve renk olduğunu ispatlarcasına, resimlerine günün saatini ve mevsimi de not olarak ekliyordu. Bu serinin “bir kış sabahı” versiyonunu görmek isterseniz doğru müzedesiniz. Resmin boyutu 64,8 cm x 81,3 cm.
- Galeri 826’de Circus Sideshow – Parade de Cirque (1887-88)/ Georges-Pierre Seurat
İmpressionistlerin katı teknik kurallarına karşı duran Seurat (1859-1891), resimde en çok önem verdiği renk tekniği üzerine yenilik getirmiş ve noktacılık (pointilism) tekniğinin öncüsü olmuştur. Noktacılık tekniği, birbirine yakın ama arasında boşluk bulunan renkli noktalarını, insan gözünün birleştirerek, başka renk algılaması ilüzyonu üzerinedir. Bu resim Seurat’a Bağımsızlar Salon’unda sergilenme hakkı getirince, geliştirdiği neo-impressionism tekniğini daha büyük kitlelerle tanıştırma fırsatı bulmuştu. Resmin karşısında dikilip Seurat noktacıklarını en yakından keşfetmek için doğru müzedesiniz. Resmin boyutu 99,7 cm x 149,9 cm.
- Galeri 829’de Mäda Primavesi (1912) / Gustav Klimt
Klimt’in (1862-1918) New York’daki en çok ses getiren eseri The Woman in Gold Metropolitan’ın hemen karşısındaki Neue Galerie’de kuyruklar oluşturmaya devam etsin, ben Metropolitan’ın odalarında bu resmi bulup seyretmeyi ihmal etmek istemiyorum. Bu tam boy portrede, altın işlemeler yerini, yumuşak tonlardaki çiçek motiflerine bırakmış. Ama bunun da bir Klimt resmi olduğu ilk görüşte anlaşılıyor. Bu da Gustav Klimt’in benzersiz kadın tasvirlerinin, aslında altın işlemeleri kadar belirleyici bir işaret olduğunun ispatı. Resmin boyutu 149,9 cm x 110,5 cm
- Galeri 900’de The Midnight Ride of Paul Revere (1931) / Grant Wood
Amerika’nın en önemli ressamlarındaki Grant Wood’un masalsı tekniğinin en güzel örneklerinden biri. “Midnight Ride of Paul Revere” yani Paul Revere’nin meşhur gece yarısı sürüşü. Paul Revere, Amerika devriminin en büyük vatanseverlerinden birisi. Revere, Boston’da İngiliz güçlerinin saldırısını görünce, atına atlayıp Lexington’a kadar sürer ve tüm şehre haber verir. Amacı John Hancock ve Samuel Adams’a haber verip, tutuklanmalarını engellemektir. Sonrasında Lexington’dan birkaç kişi birlikte Concord’a, askeri cephaneye İngilizlerden önce ulaşmayı hedeflerler. Revere de dahil birçok kişi Concord’da yakalanırlar ama yaptıkları işe yaramıştır. Revere bu özelliği ile resimlere, şiirlere konu olmuş bir kahramandır. İşte bu at sürüşü de destansı bir hikaye olmuştur. Wood da bu resimde, Revere’nin Lexington’a gidip tüm ahaliyi uyandırmasını anlatıyor. Resme dikkat edin, Revere’nin atlısının arkasındaki evlerin ışıkları yanmış, insanlar sokağa dökülmüş, henüz önünden geçmediği evlerin ışıkları kapalı. Wood bu resmi “Americam Gothic” resminden 1 yıl sonra yaptı. Elbette değeri o zaman anlaşılmadı, resim çocuksu, açıları yanlış bulundu, kuş bakışı açı tutmuyordu, aynı zamanda bir balık gözü etkisi vardı. Ama bu Wood’un geliştirdiği bir yenilikti. Hala izlemesi çok keyifli, çocuksu ama aynı zamanda masalsı harika bir resim. Resmin boyutu 76,2 cm x 101,6 cm.