Kadim şehir Mardin. Bölgenin yarısı dağlarla kaplı. Dağlar taşlara, taşlar şehire hayat vermiş. Türkler, Süryaniler, Araplar, Mahalmiler, Kürtler, Ezidiler, Keldaniler ve Ermeniler ‘den oluşan bu kozmopolit yapı sokakta her dilden aynı sıcaklıkta insanlarla buluşturuyor sizi.
Tarihin hiç kapanmayan sayfalarını okumak gibi burada dolaşmak. Şehrin dar sokakları, taş evlerin altından geçen abbaraları ise koskoca bir labirent. Yamaçtan aşağıya doğru uzanan sonsuz bir ova manzarası, gece çöktüğünde sanki bir denize dönüşüyor.
İli fotoğraftaki tarihi yapılar; önde Emir Hamamı, solda Reyhaniye Camii, sağda ileride Ulu Camii.
Kartal Yuvası” ismi ile de anılan, tarihi Mardin Kalesi. 1200 metre yükseklikte, 800 metre boyunca uzanıyor. Mardin, uzaktan bakınca görünmez bir şehir gibi…
Taş işçiliğindeki güzelliğini görmek için yaklaşmak gerekiyor.
Bu fotoğraftaki harika bina Mardin Olgunlaşma Enstitüsü.
Bu fotoğrafı Mardin’deki Kasımiye Medresesi’nde çektik. Artuklular tarafından 15. yy’da yapımına başlanılan, sonrasında Akkoyunlu Sultanı Kasım tarafından tamamlanan medrese Mardin’deki en büyük eğitim yapılarından biri.