Ressam : Leonardo da Vinci (1452-1519)
Resmin Adi : Virgin of the Rocks (1483-86)
Nerede : Louvre Müzesi, Paris, Fransa
Boyutu : 199 cm x 122 cm
İtalyan sanatçı ve bilim adamı Leonardo, sadece Rönesans döneminin değil, 2. bin yılın dâhisidir. Evlilik dışı bir çocuk olarak doğdu. Annesi ve babası ayrı hayatlar kurdu, başkalarıyla evlendi. 14 yaşına geldiğinde ona bakan babanesi ve dedesi vefat edince, mecburen babasının evine, Floransa’ya taşındı. Bu yeni evde dışlanmıştı, üstelik gayrimeşru çocuklar okula da kabul edilmiyordu.
Neyseki içinde ki dâhiyi farkındaydı, külkedicilik oynamak yerine sanatıyla meşgul oldu. Babasının desteği ile 17 yaşında bir ressamın yanında çırak oldu. 20 yaşına geldiğinde, kendi siparişlerini alıyordu. Yeteneğini ispatlamıştı ama eşcinsel eğilimleri onu neredeyse canından ediyordu. Leonardo’nun üreme eyleminin iticiliği ile ilgili bir söylemi vardı, Freud bunu sonradan “frijit”lik beyanı olarak açıklayacaktı. Ancak Freud yanılıyordu, Leonardo’nun derdi kadınlardı, cinsellikle ilgili bir sorunu yoktu. O dönem eşcinselliğin cezası ölümdü, aile güçlerinin kullanarak davayı düşürdü.
Leonardo, bir dolu işini yarım bırakıp, Milano’ya kaçtı; bir şehir için ne büyük hediye! 17 yıl boyunca Milano’da çalıştı. Leonardo’nun kafasında o kadar çok şey vardı ki, yarım kalmış, bitiremediği işleri yüzlerceydi. Neyse ki 40 yaşından sonra aklındaki projeleri not almaya başladı da, bugün onu sadece ressam veya heykeltraş olarak değil, bilim adamlığı, anatomiye yaklaşımı ve mucitliği ile de tanıyoruz.
1513’e kadar İtalya’da dolaştı, Floransa ve Roma’da bulundu. Mediciler ve Papa için de çalıştı ama o dönem takıntısı anatomiydi. Papa, kadavra kesmesini yasaklamıştı. Fransa kralı 1.Francis’ten teklif tam zamanında geldi, Fransa’nın baş ressamı, baş mühendisi ve baş mimarı olacaktı. Fransa’ya gittikten sonra hiç yeni resim yapmadı. Sağ kolu felç olmuştu. Zaten Leonardo ressam olarak tanınsa da aslında resimleri topu topu 21 taneydi.
Fransa Kralı ile uzun sohbetleri ve dostluğu oldu. Bu sebeptendir ki Leonardo 57 yaşında kalp krizinden vefat ettiğinde, kral dostuna ait resimlerinin Fransa’ya getirilmesini buyurdu. Mona Lisa ve Virgin of The Rocks resimlerinin Paris’te olmasının sebebi budur.
Herhalde “The Last Supper” Milano duvarlarında bir fresk olmasaydı, o da Louvre yolcusu olurdu. Leonardo’nun Virgin of the Rocks – Kayalıklardaki Bakire resmi oldukça tartışmalı. Resim kilise tarafından ressam Le Predis kardeşlere sipariş edilmişti. Bakire Meryem’in gebeliğinin lekesizliğini savunan bir tarikat, kiliseye bunu anlatan bir resim almasını önermişti. Le Predisler akıllıydı, resme dekor olacak kanatları kendileri yaptılar ama ana resmi daha yetenekli olan Leonardo’ya verdiler. Leonardo resmi yaptı, sonuç bugüne kadar benzeri görülmemiş bir şaheserdi. Meryem, daima resmedildiği gibi tahtta değil, aksine fantastik bir dünyada, bir kayalığın üzerindeydi. Resim aydınlık değil karanlıktı, ışık sadece Meryem, bebek İsa, çocuk vaftizci Yahya ve yanlarındaki dünya güzeli bir meleğin üzerindeydi. Ancak bu resim bir şekilde tarikat ile Leonardo arasında 20 yıl kadar sürecek bir davaya sebep oldu. Kimine göre Leonardo istediği parayı alamadığı için resmi vermemişti, kimine göre ilahi karakterler yeterince ulvi görünmüyordu, düzeltme gerekliydi.
Leonardo, Le Predis kardeşlerin tavsiyesiyle 10 yıl sonra resmin ikinci bir kopyasını hazırladı. Bugün Londra Ulusal Galeri’de bulunan bu ikinci resmin, ne kadarını Leonardo’nun yapıp, ne kadarını Le Predis’in yaptığı hala meçhul. İkinci resim sonradan kiliseye verildi ama 1875’lerde satışa çıktığında bir İngiliz koleksiyoner tarafından alınıp, İngiltere’ye götürüldü, 1880’den beri ise Ulusal Galeri’ye ait.
Yeni yapılan çalışmalarda, ikinci resmin altında, sadece kızılötesi ışıklar ile görünen ikinci bir taslak daha ortaya çıktı. Meryem’in hem İsa’ya hem de Yahya’ya sarıldığı bir versiyon altta gizliydi. İkinci resimde, melek dışındaki tüm karakterlerin başı üzerine hareler var. Tıpkı Frodo’nun yüzüğe baktığını andaki gibi, benim de kendimden geçerek baktığım Leonardo hareleri…
Günde 1 Resim, 60. gün, 25 Nisan 2011
Sevgiler, Oylum Yüksel