Buda ve Pest yakalarını birbirine bağlayan Özgürlük Köprüsü (Liberty Bridge), Budapeşte’deki nefis Art Nouveau örneklerinden bir tanesi. 333 metre uzunluğu ile Budapeşte’nin en kısa köprüsü ama bu yeşil demir köprünün hem kendi mimarisi, hem de birbirine bağladığı iki meydandaki tarihi yapılar o kadar büyüleyici ki, köprüden hızla geçmek mümkün değil.
Budapeşte’deki her günümüzde bir bahane bulup bu köprüden yürüdük. Özgürlük Köprüsü 1896’da açılmış. II. Dünya Savaşı’nda büyük hasar almış ama 1945’te hızlıca tamir edilip yeniden kullanıma açılmış.
Köprünün ayaklarında Macaristan arması ve bronz tuğrul heykelleri yer alıyor. Macar mitolojisinde önemli bir yere sahip olan yırtıcı kuş Turul, aynı zamanda Macaristan’ın ulusal sembolü.
Neo-gotik dokunuşlu mimarisine bayıldığımız tarihi Budapeşte Merkez Hali (Great Market Hall) köprünün Pest yakasında gözden kaçacak gibi değil.
Köprünün Buda yakasında ise bizi Gellért Tepesi, Gellért Banyoları (hamamları) ve oteli karşılıyor. Gellért Banyoları’nda kullanılan şifalı su 13.yy’da keşfedilmiş. Osmanlı İmparatorluğu döneminde burada hamamlar yapılmış. Bugün gördüğümüz Art Nouveau üslubundaki yapılar ise 1918’de tamamlanmış.
Gellért Tepesi’nde (kaya kilisesinin önünde) Aziz Stephan Heykeli ile Özgürlük Köprüsü’nü birlikte izlemek unutulmaz Budapeşte manzaralarından biriydi bizim için.
Hem Budapeşte’nin hem de Özgürlük Köprüsü’nün panoramik manzarası için ise Citadella’ya tırmanmak gerekiyor.
Daha fazla fotoğraf Instagram’daki “Budapeşte” hikaye albümünde sizi bekliyor.