Museumsinsel yani Müzeler Adası Spree nehri üzerindeki adanın Kuzey bölümündeki yaklaşık 1 kilometrekarelik bir alandır. Bir arada Bode, Pergamon, Neues, Alta Nationalgalarie ve Altes’ten oluşan 5 büyük müze ve Berlin Katedrali bulunmakta. Hemen bitişiğinde ise Contemporary Fine Arts ve meraklıları için Alman Tarihi Müzesi var. Müzeler adasına Pazartesi dışında bir gün giderseniz müzelerin tamamını açık bulacaksınız. Müze gecesine yani akşam 8’e adar açık olduğu güne denk gelmek isterseniz, Perşembe günü gitmenizi tavsiye ederiz. Berlin’de mutlaka ama mutlaka görmenizi tavsiye edeceğimiz Müzeler Adası’nda Alte Nationalgalerie, Pergamon ve Neues Museum olmak üzere 3 müze, şehrin diğer bölümlerinde ise Helmut Newton, Naturkund, Sammlung Scharf-Gerstenberg ve Hamburger Bahnhof var. Biz 3 gün geçerli olan Museum pass Berlin – 3 day ticket aldık, 24Euro. Bu bilet ile yukarıda saydığım muhteşem 6 müze (Helmut Newton hariç) ücretsiz ziyaret ediliyor. Sadece 6 müze değil, vaktiniz kalırsa onlarca başka müzede de geçerli. Mesela hızını alamayanlar Altes ve Bode’ye de ücretsiz girebilir. Museumpass tüm listeyi görmek için buraya tıklayın. Bunun dışında Alman Tarihi Müzesi’ne girmek ve Berlin Katedrali’nin tepesine çıkmak istiyorum derseniz ek ücret ödemeniz gerekli. İsterseniz bir günlük Müzeler Adası bileti de alabilirsiniz, o ise 18Euro.
Bizim tavsiyemiz Berlin Katedrali’ne çıkmak yerine hemen karşısındaki Humboldt Box’a girip hem soğuk bir şeyler içmek için mola vermeniz, hem de Katedrali, Altes’i, Üniversite inşaatını, Palace Bridge’i en iyi noktadan seyretmeniz. İçeride Berlin’in mükemmel bir maketi ve inşaat ile ilgili bilgiler, geçici sergiler de var. Berlin’in bu kısımları maalesef bir süre daha inşaat halinde, ortalık toz duman. Berlinliler de bu durumdan sıkılmış durumda. Humboldt Box ile ilgili daha fazla bilgi burada.
Alte Nationalgalerie (Eski Ulusal Galeri)
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 12 Euro
Friedrich August Stüler’in tasarımı olan bina 1876’da Ulusal Galeri olarak açılmış. 1944’de 2. Dünya Savaşı sebebiyle bombalara maruz kalan bina ciddi hasar görmüş ancak ulusal bir değer olduğu için 1949’da yenilenerek öncelikli olarak açılmış. Daimi koleksiyonu hem savaş sırasındaki koruma amaçlı yer değiştirmelerden, hem Berlin’in ikiye bölünmesinden hem de müzeler arası yapılan paylaştırmalar sebebiyle sık sık değişiklik göstermiş. Ama her ne olursa olsun Almanya’yı ulusal anlamda temsil eden en değerli resim müzesidir.
Alte Nationalgalerie’de Alman ressamlar Adolph Menzel, Carl Blechen, Caspar David Friedrich, Anselm Feuerbach gibi 18 ve 19yy’dan ünlü Alman ressamların resimlerini görebileceğiniz gibi, Manet, Monet, Renoir ve Cezanne gibi izlenimcilerden ve Courbet’den resimler de görebilirsiniz. Benim için en büyük sürpriz normalde Münih’deki Neue Pinakothek’de olması gereken, gunde1resim’de de yer verdiğim Alman sembolist ressam Franz Stuck’ın The Sin isimli resminin karşıma çıkmasıydı. Belki siz de bir başka sürprizle karşılaşırsınız.
Bir diğer güzel sürpriz ise Osman Hamdi Bey‘in 2 resmine rastlamak oldu. Biri odalardan birinde bulunan Halı Tüccarı resmi, diğeri ise ana girişteki Ab-ı Hayat Çeşmesi isimli dev resmiydi. Bu resim önceden İstanbul’daki Almanya Konsolosluğu’ndaymış. Alte Nationalgalerie müdürü İstanbul ziyaretinde bu resmi görünce, hemen müzesine istemiş, kabul edilmiş. Hürriyet yazarı Celal Özcan da resmi görüp haber yapınca, Berlin’deki Osman Hamdi Bey resmi Türk ziyaretçi akınına uğramış. Ne harika! Celal Özcan’ın haberini okumak isterseniz burada. Osman Hamdi Bey’in hayatı ve Kaplumbağa Terbiyecisi hakkında yazdıklarımızı okumak isterseniz o da burada :)
Google Art Project’te Alte Nationalgalerie’yi gezebilirsiniz.
Pergamonmuseum (Bergama Müzesi)
Her gün açık. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 12 Euro
Eğer daha önce Berlin’e Bergama’dan götürülen Zeus Sunağı’nı görmediyseniz çok üzgünüm, 2026’ya kadar beklemeniz gerekli. Pergamonmuseum Zeus Sunağı’ndan mı ibaret, tabiki hayır ama müzeye adını veren şaheseri MÖ 2.yy ‘dan kalan Zeus Sunağı’dır. Zeus Sunağı’nın orjinal torağından koparıldığı yetmiyor gibi, bir de müzede Zeus Sunağı’nın bulunduğu odayı 2026’ya kadar büyük bir tadilata soktular. 10 yıldan uzun süren bir tadilatla neler yapılacağını burada anlatıyorlar. Pergamon Müzesi, Klasik Antik Çağ Koleksiyonu, Antik Yakın Doğu Müzesi ve İslam Sanatı Müzesi olmak üzere toplam üç bölümden oluşuyor. Zeus Sunağı’nı göremiyoruz belki ama diğer önemli eserler Bergama Athena Tapınağının Girişi, Bergama’dan Athena Heykeli, Halep Odası, Milet’in Market Kapısı, İştar Kapısı, Mshatta Alınlığı ziyarete açık. Google Arts & Culture projesinin Pergamonmuseum sayfasında tüm koleksiyonu görebiliyorsunuz.
Bir of çeksem, Bergama Akropol’de sağlam kalan sütunlar sallanır. Ben bu konuya takığım, adamlar koca sunağı Türkiye’den nasıl kaçırmış, nasıl taşımışlar! Yıllardır bir sürü hikâye dinledim, efendim çalmamışlar, padişah demiryolu yapımı karşılığında hediye etmiş, hangi demiryolu, çalmak kolaylaşsın diye yaptıkları demiryolu mu? Ortaya çıkan mektuplar, Türkiye’deki Alman Mühendisten Almanya’daki Müze müdürüne giden kaçırma planının mektupları vs vs… Türkiye geri istemiş, yok efendim o zaman biz de İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki İskender Lahdini verelimmiş, biz lahdi çalmadık, İstanbul’a geldiğinde bulunduğu toprak bizimdi Osmanlı toprağında bulunan her şey İstanbul’a gönderiliyordu. Bergama’yla bir mi? Her şeyden önce bir Türk olarak, bir başka dünya vatandaşının çıkıp sen ne anlarsın, sen bakamazsın, ben daha iyi bakarım diyen duruşundan rahatsızım. Sonuçta koca bir gerçek Pergamon Müzesi bugün Müzeler Adası’nın en önemli hazinesidir ve bu hazine sayesinde Müzeler Adası Unesco mirasları arasındadır, milyonlarca Euro bütçeler bu sayede gelmektedir. Biz hala İzmir’in Bergama ilçesindeki koskoca Bergama Akropol’ünü Unesco Dünya Mirasları arasına sokmaya çalışalım. Diyebilirsiniz ki Bergama’yı hiç duymayanlar Berlin’deki Pergamon Müzesi sayesinde asıl topraklarını merak edip Türkiye’ye gelmezler mi? Çok uzun süreli ve ölme eşşeğim ölme bir plan bu, gelmezler! Şans eseri Pergamon Müzesi çalışanı ile sohbet ettik, Pergamon isminin Türkiye’deki Bergama’dan geldiğini bizden öğrendi, o kadar alakasız insanlar. Diyebilirsiniz ki Berlin’de 200bin Türk var, bu hiç değilse onlar için bir hediye olamaz mı? Olur tabi, Almanya’da yaşayan Türkler’den girişte ücret almazlarsa olur. Hiç değilse bunu yapmalarını dilerim.
Neues Museum (Yeni Müze)
Her gün açık. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 12 Euro
Hayatımda gördüğüm en zengin kaliteli, en sade ama en ihtişamlı müze vitrinleri bu müzedeydi. Normalde pek dikkat ettiğim bir konu değildir ama hepsi bir örnek ve çok şık olunca farketmemek imkansızdı. O an anladım ki Almanlar müzecilik işini biliyor, en küçük parçayı bile kusursuz şekilde sunuyorlar. Antik Mısır Medeniyetleri koleksiyonu ile ünlü olan Neues Müzesi savaş sonrası restore edilememiş, 1939’dan itibaren koleksiyonu farklı yerlerde yıllarca muhafaza edilmiş. Müzenin restorasyonu için 2003’te İngiliz mimar David Chipperfield ile anlaşılmış ve müze 6 yıl sonra 2009’da yani tam 70 yıl sonra kapılarını yeniden açmış. Chipperfield binaya çok yenlikçi dokunuşlar eklerken, savaşın etkilerini de özellikle korumuş. Bu restorasyon işi için 233 Milyon Euro harcanmış. Ada Dünya Mirasları Listesi’ne girince, maddi kaynaklar artıyor tabi. Ben de saf gibi dolaşıyorum, a ne güzel vitrin, çok ihtişamlı sunum, 233 milyon Euro harcanmış, vitrini de güzel olsun. Kahire Müzesi’ni gezmiş, Nefertiti’nin çalınması ile ilgili belgeseller izlemiş biri olarak Bergama konusunda ne hissediyorsam, aynısını Nefertiti için de hissediyorum şüphesiz. Nefertiti yerinde değil maalesef ama bu durumu önceki jenerasyonların hatası olarak düşünür, günümüzde Berlinliler ona iyi bakıyor mu derseniz, dört dörtlük derim. Kahire Müzesi’nde koruma olmadan girdiğim bir sürü toz kaplı oda vardı, 3.500 yıllık Nefertiti koskaca bir odada tek başına, etrafında 4 güvenlik kuş uçurtmuyor, fotoğraf çekmek bile yasak. Ve bana inanın, Nefertiti çok güzel, çok! Saf, duru güzellik! İnsan bakmaya doyamıyor.
Altes Museum (Eski Müze)
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 10 Euro
İstanbul Arkeoloji Müzesi, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi veya Antalya Arkeoloji Müzesi severek ziyaret ettiğiniz müzeler ise, Türkiye’de arkeoloji konusuna iyi kötü hakimseniz, Altes Müzesi sizi kesmez. Müze Türkiye’ye oranla baya zayıf. Altes’e girene kadar İstanbul Arkeoloji’ye hakkını verip, tam bir gün ayırın ve daha çok şey görün derim. Yine de Karl Friedrich Schinkel’in tasarımı olan Altes Müzesi’nin mimarisi muhteşem, 1830 yılında yapılan bu binayı uzaktan izlemek çok keyifli. Altes’i ziyaret etmeseniz de merdivenlerine çıkıp, Altes’den Berlin Katedrali’ne bakmayı ihmal etmeyin, manzara iki yönden de baya iyi :)
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 12 Euro
Bizans sanatı ve antik heykellerin sergilendiği tarihi müze, Altes’in de bir çıt altı. Ama her ne kadar 2. Dünya savaş sırasında hasar görmüş ve yenilenmiş olsa da binası hala çok ihtişamlı. En azından dışardan izlemeli.
Pazar ve Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00
Müzeler Adası’nda değil ama hemen bitişinde, o civarda vakit geçiriyorken uğramanızı tavsiye edeceğimiz bir çağdaş sanat galerisi. Mimari açıdan oldukça ilginç ve ilham verici. Biz Berlin’deyken bir önceki sergi bitmiş, yeni sergi hazırlanıyordu. Güncel bilgiyi web sitesinde görebilirsiniz, planlanan sergi tarihleri burada. 2016 yaz takviminde 2 sergi var, 25 Haziran – 10 Eylül 2016 tarihleri arasında Berlin’de olursanız F.C. Gundlach ve Two Palms sergilerini görebilirsiniz. Google Maps’de yeri yanlış işaretlenmiş, doğru yerini kırmızı x ile yukarıdaki haritaya ekledim.
Deutsches Historisches Museum (Alman Tarihi Müzesi)
Her gün açık. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Giriş 8 Euro
Müzeler Adası’ndan enfes Palace Bridge’i yürüyerek geçtiğinizde kendinizi bu müzenin önünde buluyorsunuz. Buradan hem müzeler adası hem de tarihi köprüdeki heykeller harika görünüyor, bana Roma’daki Castel Angelo köprüsünü anımsattı. Alman Tarihi’ni sergilemek üzere 1987’de yılında açılan müze yeni sayılır ama binası tarihi bir bina olduğu için oldukça ihtişamlı. Alman tarihine meraklıysanız ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Biz Alman Tarihi’nin pek meraklısı olmadığımız için sadece müzenin giriş kısmına göz attık, cafe’sinde bir mola verdik. Cafe kısmında şifresiz wi-fi var, mola vermek için ideal mekan :)
Müzeler Adası’nda olmayan ama bizce Berlin’i sanat ve tarih açısından çok ilham verici yapan 4 önemli müze daha var. Müzeler Adası ziyaretinize aşağıdaki 4 müzeyi de eklerseniz Berlin seyahatinizi taçlandırmış olacaksınız.
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 14 Euro (kesinlikle değer)
Almanya’daki ilk tren istasyonlarından biri olan tarihi binada Avrupa’nın en cesur çağdaş sanat koleksiyonlarından biri sergileniyor. Genç yeteneklere sundukları alanlar, birbirinden yenilikçi ilham verici işler çağdaş sanat’la ilgisi olmayanın bile en az 3 saatini alır. Siz içeri girin ve saatinize bir süre hiç bakmayın.
2- Sammlung Scharf-Gerstenberg
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00. Giriş 10 Euro
Ernst, Magritte, Goya, Manet, Klee, Picasso, Dali… Ustalar burada bekliyor, görmemek olmaz.
2016’da 18 Eylül’e kadar Berlin’e giderseniz “With New Eyes. Surreal Worlds” sergisini de görebilirsiniz.
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri Salı -Cuma 09:30-18:00. Cmt – Pzr 10:00-18:00 Giriş 8 Euro
Berlin’in doğa tarihi müzesi. New York’daki ve Londra’daki Doğa Tarihi müzeleriyle yarışır kalitede bir müze. Zooloji, fosil, mineral ve kaya bilimi konularında muazzam bir arşiv ve sunuma sahipler. Hayvan sesi arşivi zaten benzersiz. Mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-19:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 10 Euro
Ünlü fotoğrafçı Helmut Newton’u ve işlerini yakından tanıyabileceğiniz muazzam br müze. Helmut Newton fotoğraflarının sağlam bir hayranı olarak müzeden ayrıldım.
Not : Almanya’daki muhteşem sanat ve tarih müzelerini sessiz sakin gezinmek harikaydı. Yeterki bir şey sormanız gerekmesin, ağzınızı açmazsanız sizden huzurlusu yok. Yok eğer benim gibi meraklıysanız ve bir şey sormanız gerektiyse yandınız, azarı işitiverirsiniz hem de Almanca! Müzelerdeki görevliler genelde melek görünümlü, yaş aralığı 65-85 olduğunu tahmin ettiğim olan beyaz saçlı tontiş Almanlar. Ancak sorun şu İngilizce bilmiyorlar, İngilizce konuşamadıkları için sinirliler ve kesinlikle soru istemiyorlar. Ben böyle bir azar işitmedim hem de 8 farklı görevliden. Bu bölüm niye kapalı? Şu resim hangi katta? Sıkıysa sor, azarı yersin. Kinfolk’da okumuştum, Almanya’da 100 yaşın üzerinde 17 bin kişi varmış, bu mutluluk veren bilgi bir şekilde içime işlemiş, gördüğüm her yaşlı Alman’ı sevesim geliyor. Azarlasalar da pek tatlılar, o yaşta müzede çalışıyorlar daha ne olsun :)
7 comments
Biraz önce kizimla bergama müzesinden geldik,10 dilde çeviri cihazlarıyla muhteşem bir gündü.yakında diğer muzeleride ziyaret edeceğiz,kızıma ve oğluma bunu aşılamak istiyorum,çalışmanız çok değerli tessekkurler.
Merhaba, özenle hazırlanmış gerçekten teşekkürler!
Oyim, eline sağlık! Gezip görmekle kalmayıp yazdığın için seni çok seviyorum! Bugün müzelere gidiyorum. :]
işte bunu duymak harika geldi, çok teşekkürler cansucum <3
Demokratik Alman Cumhuriyeti’ndeki (yaygın adıyla Doğu Almanya) günlük hayat üzerine kurgulanmış ve oldukça ilginç deneyimler sunabilen DDR Museum da (http://www.ddr-museum.de/en) adanın hemen yanında. Orayı da mutlaka görün, hayatımda en çok keyif aldığım müze deneyimlerinden birisiydi.
Teşekkürler Yalçın, bir sonraki Berlin ziyaretimiz için en üst sıraya altın harflerle yazdık :)