Ressam : Paul Cezanne (1839-1906)
Resmin Adı : Gustave Geffroy (1896)
Nerede : Orsay Müzesi, Paris, Fransa
Boyutu : 110 cm x 89 cm
Hazır dün adı da geçmişken, bugün sıra izlenimcilerin en geçimsizi Fransız ressam Cezanne’da. Despot bir babanın bankacı olması hayal edilen oğlu Cezanne, üniversite yıllarında resim eğitimi almaya başladı. Başlangıçta oldukça iç kararttıcı resimler yapıyordu, ama tarzı daha o zamandan belliydi. Kendisine dokunulmasından nefret eden, nasılsa konuşamaz diye insan yerine soğanları model seçen bir asosyal, kekeme konuşan birini sırf kendisi ile dalga geçmek için kememe konuştuğuyla suçlayacak kadar sorunlu bir tipti. Döneminin usta ressamları Manet, Monet, Degas’la her gün aynı kafeye gidip selam bile vermeyecek kadar tuhaftı. Diğer taraftan sokaktan geçen biri sırf resmini beğendi diye ona el emeği göz nuru resmini bir çırpıda hediye edecek kadar da çocuksuydu. Bir çocuğu oldu ama baba korkusundan ailesine söyleyemedi. Ancak kendine yetecek kadar az geliriyle hem resim yaptı, hem de ailesine baktı.
Pissarro ona renkleri öğretti, birlikte çok resim yaptılar. Hatta Pissarro bir dönem Cezanne ve ailesini evine alıp bakacak cömertliği bile gösterdi. Ünlü Salon, onun resimlerini istisnasız red etti. Pissarro’nun gayretiyle bir seferinde 2 resmi kabul gördü ama arasından biri Manet’in Olympia’sına bir gönderme yapıyordu, daha da dışlandı. Cezanne Paris’i bırakıp güneye taşındığında, babası 14 yıl sonra Cezanne’ın birlikteliğinden ve çocuğundan haberdar oldu. Sandığı kadar gaddar değildi, onları evlendirdi ve kısa bir süre sonra öldüğünde tüm mirasını onlara bıraktı.
90’larda Cezanne çok resim yaptı ama hepsini kendine saklıyordu. 1895’te Paris’ten onu duyup gelen bir sanat simsarı 150 kadar resmini sergilemek üzere Paris’e götürdü, tek başına sergi hiç alışık olunacak bir durum değildi, üstelik Salon tarafından dışlanan bir ressam için. Gördükleri karşısında Pissarro gururluydu ve Degas’tan Renoir’e tüm izlenimcilerin saygısını kazandı.
Gustave Geffroy, Cezanne hakkında ilk düzgün eleştiri yazan, ona gerçekten inanan bir yazardı. Portresini de ona teşekkür hediyesi olarak içinden gelerek yaptı. Cezanne’ın natürmort resimlerinde bile meyveleri masadan yuvarlanıp düşecek bir şekilde resmetmesi farklılaşan özelliğiydi. Bu resimde de yazarın odasındaki objelerin duruşu ve perspektifi kübizmin gelecekteki ustalarına ilham verdi. Özellikle Picasso, Cezanne’dan daima ustası olarak bahsetti.
Resim yapmak üzere evden çıktığı bir gün sokakta düştü, yağmur altında baygın yatarken bulundu, zatürre olmuştu ve hayatını 2 gün içinde, 67 yaşındayken kaybetti.
Günde 1 Resim, 27. gün, 23 Mart 2011
Sevgiler, Oylum Yüksel