Ressam : Diego Rivera (1886-1957)
Resmin Adi : Man, Controller of the Universe (1934)
Nerede : Palacio de Bellas Artes, Meksiko, Meksika
Boyutu : 480 cm x 1145 cm
Meksikalı ressam Rivera, komünist düşüncelerini resimlerine aktarırken, kapitalizmden sonuna kadar faydalanmayı becerebilmiş bir deha, aynı zamanda bir başbelası. Resim eğitimine 10 yaşında başladı.
Meksika’nın halk sanatlarını desteklediği şanslı bir döneme denk gelmişti. 20 yaşındayken devlet bursuyla İspanya’ya eğitime gönderildi. İtalya seyahatinde freskleri keşfetti. Bir dönem Paris’te yaşadı. Picasso ile arkadaş oldu, onun etkisiyle kübist resimler yaptı.
Tanrıya inanmadığını, ama Picasso’ya inandığını açıkladı. Rivera’nın söylemleri, hikayeleri hep böyle aşırı uçlardaydı. Ölü doğup, ananesinin onu güvercin kanı ile canlandırdığından, kaktüsten boya ürettiğine, başkana suikast planladığından, yamyam olduğuna, trenleri havaya uçurup, okyanusta gemiyi batmaktan kurtardığına, uçuk kaçık hikayeler anlatırdı. Şener Şen’in canlandırdığı bir “Ziya” karakteri vardı, hatırlarsınız. Ziya, aslanla nasıl boğuştuğunu anlattıkça Münir Özkul bağırırdı, “Ziyaağğh”. Rivera’nın bende canlandırdığı karakter tam olarak bu.
Hep çapkındı, sadakatsizdi, aşırı kiloluydu ama kadınlar peşini hiç bırakmadı. İki kez evlendiği büyük aşkı Frida, ondan “hayatımın kazası” olarak bahsetmişti, anlatmıştım.
Meksika’ya komünist döndü. Meksika Komünist Partisi’ne katıldı, ama zengin müşterileri için resim yapmaya devam ediyordu. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu, tabiki partiden atıldı.
Bir dönem New York’da yaşadı. 1933’te John D. Rockefeller Jr, yeni yapılan gökdeleni 30 Rockefeller Plaza’nın ana lobisine fresk yapmasını istemişti. Rockefeller ailesi, Rivera’nın genel hatlarıyla fikir olarak sunduğu, sosyalizm ve kapitalizmin yansıtılacağı Kavşaktaki Adam (Man at the Crossroads) kompozisyonunu onaylamıştı. Rivera, duvara harika bir fresko yaptı, ama Lenin’li! Kapitalistler çıldırdı. Her şeyden önce Rockefeller ailesi tam bir kapitalistti. Amerikan basını bunu bir anti-kapitalist propaganda olarak algıladı. Rivera, ya Rönesans ustaları gibi fikirlerini güzelce gizlemeyi kavrayamamıştı ya da sebep olacağı skandalı bile bile Lenin’i freskoya yerleştirmişti. Rivera, Lenin’i silmemekte ısrar edince, Rockefeller parasını ödeyip onu kapı dışarı etti, ardından “Man at the Crossroads (Dönüm Noktasındaki Adam)” adlı freski söktürüp, yok etti. Neyse ki Diego’nun asistanı freskin fotoğrafını çekmişti.
Diego Meksika’ya döner dönmez fotoğraftan faydalanarak freskoyu tekrar yaptı, tabi bu sefer sağ taraftaki Lenin’e, sol tarafta insanların yaşadıkları fakirliklere rağmen gününü gün eden Rockefeller elinde Martini bardağı ile eşlik ediyordu. Tam bir başbelası demiştim, bir ressama bulaşmamak gerek, sizi ömür boyu bir duvara böyle çivileyebiliyor. Kompozisyonda ortada bir adam dev bir makineyi kontrol etmektedir. Evreni simgeleyen x şeklindeki dört yol ağzında bulunan kontrol paneli, aslında dünyanın geleceğini yönetmektedir. Resmin yeni adı “Man, Controller of the Universe “ olmuştu.
Büyük aşkı Frida 1954’te vefat ettiğinde, perişan Rivera 67 yaşındaydı. Yine de ömrünün kalan son 3 yılında, bir kez daha evlenmeyi ve onu da aldatmayı ihmal etmedi. 70 yaşında Mexico City’de vefat etti.
Günde 1 Resim, 59. gün, 24 Nisan 2011
Sevgiler, Oylum Yüksel