3 Mart 2014 Oscar kazananlar
En İyi Film “12 Years A Slave”
Yönetmen “Gravity-Alfonso Cuarón”
Erkek Oyuncu “Matthew Mcconaughey – Dallas Buyers Club”
Kadın Oyuncu “Cate Blanchett-Blue Jasmine”
Yardımcı Erkek Oyuncu “Jared Leto-Dallas Buyers Club”
Yardımcı Kadın Oyuncu “Lupita Nyong’o-12 Years A Slave”
Uyarlama Senaryo “12 Years A Slave-Screenplay By John Ridley”
Orjinal Senaryo “Her-Written By Spike Jonze”
Görüntü Yönetimi “Gravity-Emmanuel Lubezki”
Kostüm “The Great Gatsby-Catherine Martin”
Kurgu “Gravity-Alfonso Cuarón And Mark Sanger
Makyaj “Dallas Buyers Club-Adruitha Lee And Robin Mathews”
Müzik “Gravity-Steven Price”
Şarkı “”Let It Go” From FROZEN- Music And Lyric By Kristen Anderson-Lopez And Robert Lopez”
Sahne Tasarımı “The Great Gatsby-Catherine Martin0
Ses Kurgusu “Gravity-Glenn Freemantle”
Ses Miksajı “Gravity-Skip Lievsay, Niv Adiri, Christopher Benstead And Chris Munro”
Görsel Efekt “Gravity-Tim Webber, Chris Lawrence, David Shirk And Neil Corbould”
Animasyon “Frozen”
Belgesel “20 Feet From Stardom-Morgan Neville, Gil Friesen And Caitrin Rogers”
Kısa Belgesel “The Lady İn Number 6: Music Saved My Life-Malcolm Clarke And Nicholas Reed”
Yabancı Dilde Film “The Great Beauty-Italy”
Kısa Film Animasyon “Mr. Hublot-Laurent Witz And Alexandre Espigares”
Kısa Film “Helium-Anders Walter And Kim Magnusson”
02.03.2014 Akademi’nin, Oscar haberi veren gazete ve web sitelerinin yapmalarını hayal ettiğim bir özet tablo vardı yıllardır, arayıp bulamadığım, en sonunda oturup kendim yaptım. Benim gibi Oscar ödüllerini eğlenceli bulan, üzerinde geyik de olsa konuşmaktan hoşlananlar için önemli ödülleri bir bakışta görebilecekleri bir tablo. Kendi takibim için yaptığım tablo sağa doğru uzuyor ve tüm ödülleri kapsıyor. Burada yayınladığım tablo, telefonda bile okunaklı olsun, kareye sığsın diye sadece en önemli 6 ödüle yer verdim. Aday olan bu yıl Golden Globe, Bafta ya da SAG kazandıysa yanında belirttim. Sıralama tamamen beğenime göre, en iyi filmden en zayıf olana doğru bir sıralama.
Neden bu ıvır zıvırlarla uğraşıyorum, çünkü Oscar’ı önemsiyorum, çünkü sinema sektörü önemsiyor. Ödüller sektöre, çekilecek yeni filmlere şekil veriyor, Akademi’nin takdir ettiği yapımlardan daha çok çekiliyor, ödül alan tarzda yapımlara daha çok bütçe ayrılıyor. Son 15 senedir, her gün en az 1 film seyrediyorum, 1 gün seyredemesem 2inci gün 2 film seyredip açığı kapatıyorum. Bu konuda en büyük şansım Onur’un da benim gibi bir sinema hayranı olması. Seyredecek film bulamasak, en sevdiklerimizden birini tekrar izliyoruz ama mutlaka her gün sinema vesilesiyle bir başkasının hayata misafir olup ufkumuzu genişletiyoruz. Oscar törenlerini 1988’den beri bir hobi olarak takip ediyorum. 88 The Last Emperor, 89 Rain Man, 90 My Left Foot, 91 Dances with Wolves, 92 The Silence of the Lambs, 93 Scent of a Woman, 94 Schindler’s List, 95 Pulp Fiction, 96 The Usual Suspects, 97 Fargo,98 Good Will Hunting, 99 Life Is Beautiful , 2000 American Beauty, 2001 Gladiator, 2002 A Beautiful Mind, 2003 The Pianist, 2004 LOTR The Return of the King, 2005 Million Dollar Baby, 2006 Brokeback Mountain, 2007 The Departed, 2008 Juno, 2009 Slumdog Millionaire, 2010 Inglourious Basterds, 2011 Black Swan, 2012 Midnight in Paris ve 2013 Amour. 1988’den bugüne yıl yıl bende en çok iz bırakan filmlerdi bunlar. Böyle hepsini bir arada sıralayınca, sinemanın insan hayatında ne kadar büyük izler bırakan, büyülü bir şey olduğunu daha iyi anlıyoruz sanki. Yıl yıl aday olan her bir filmi nerede kiminle seyrettiğinizi, benim gibi meraklısıysanız adayların kırmızı halıda ne giydiğini bile hatırlarsınız, birden hatırlamasanız da görünce anımsarsınız kesin. 99’da Life is Beautiful yazınca hemen aklıma gelen Roberto Benigni’nin en iyi erkek oyuncu olarak adı açıklandığında koltuğun tepesine zıplamasıydı, benim de kazananların sevincine karşı bir zaafım var, o sahnede çok duygulanmış, ağlamıştım. Bu hayattaki en boş ama hafızayı canlı tutmak için en eğlenceli şeylerden biri bu Oscar töreni. Şimdi tekrar izledim, yine aladım Roberto’nun sevinciyle, lütfen dokunmayan bana :) Bir süredir Oscar törenleri bana göre pek çekişmeli olmuyordu. Akademi 2010’da Avatar ve Inglourious Basterds gibi 2 muhteşem filmi görmezden gelip politik gerekçelerle The Hurt Locker filmini öne çıkarınca işin tadı biraz kaçmıştı. 2011’de The King Speech ve Black Swan ile gönüller alınsa da, 2012’de tam bir saçmalık olan siyah beyaz müzikal The Artist ve 2013’de baya vasat olan Argo ve 8 dalda aday yaptıkları Silver Linings Playbook Akademi’ye burun kıvırmama neden olmuştu. Bu sene de adaylıklarda saçmalıklar, mantık hataları yok değil. Mesela Captan Phillips’de hayatının en iyi oyunculuğunu oynayan Tom Hanks “en iyi erkek” oyuncu adayı değil, filmi gerçekçi olması için gözünü karartıp okyanusun ortasında, bire bir aynı gemide çeken yönetmen Paul Greengrass keza “en iyi yönetmen” adayı değil. Her en iyi film ve en iyi orijinal senaryo’da aday ama Joaquin Phoenix’in en iyi erkek oyuncu dalında aday olmaması son derece absürd. American Hustle konusundaki isyanımı adamintown’da anlatmıştım. En iyi oyunculardan,yönetmenliğe 10 dalda aday olacak bir film kesinlikle değildi. Nebraska çok dokunaklı iyi bir filmdi ama “en iyi erkek oyuncu” dalında hem Tom Hanks’in hem de Joaquin Phoenix’in dışarıda kalmışken Bruce Dern’in adaylar içinde ne işi var anlamadım. Nitekim tam olarak başrolde bile değildi, filmde oğlu rolündeki Will Forte de en az Bruce Dern kadar oynuyor, Bruce Den en iyi yardımcı erkek oyuncu’da aday olsa daha mantıklı olurdu. İlginç bir durumda Cate Blancett ve Sally Hawkins’e adaylık getiren “Blue Jasmine” ve Meryl Streep ve Julia Roberts’a adaylık getiren “August : Osage County”nin ne “en iyi film” ne de “en iyi yönetmen” dalında aday olmaması. Filmleri düşününce hak vermiyor değilim, gerçekten oyunculuklar nefis ama filmler “eh yani” kıvamında. İtirazlarımı özgürce sıraladığıma göre, şimdi zevkle filmleri sıralayabilirim. Öncelikle bu yıl aday olan 9 filmden American Hustle hariç hepsini ayrı ayrı çok sevdim, çok ilham verici olduklarını düşünüyorum. Sinema filmleri sayesinde hiç tanımadığımız, aşina olmadığımız hayatlara şahit olmak beni daima çok heyecanlandırmıştır. Bu filmler ile de harika bir yolculuk yaptığımızı düşünüyorum. The Wolf of Wall Street ile 90’larda Wall Street’te milyoner olmayı, “Her” ile bir işletim sisteminin sesine aşık olacak kadar yalnız olmayı, Dallas Buyers Club’da 85’te tedavisi yokken AIDS olmanın vereceği çaresizliği, Philomena’da dindar bir katoliğin duyguları ve inancı arasındaki gelgitlerini, 12 years a Slave’de 1840’larda Afroamerikanların yaşadığı zulmü, Captain Phillips’de okyanusun ortasında korsanlarla mücadele etmeyi, Nebraska’da babanız saçma da olsa bir hayale kafayı taktıysa onunla o hayalin peşinden gitmek gerektiğini, Gravity ile uzayda yerçekimsiz ortamda çalışmanın nasıl olduğunu, bizzat gördüm, yaşamış, hissetmiş gibiyim. American Hustle’dan ilham almadım, ama kostümler, makyaj ve saç çok güzeldi, eğlendim. En iyi “film”dalında aday olan 9 filme ve kısa kısa bilgilerine yer vermek isterim, elbette fragmanlarıyla birlikte.
The Wolf of Wall Street (5 dalda aday) 0/5
Malesef hiçbir dalda ödül kazanamadı. (3 Mart)
Eski bir Wall Street kurdu olan Jordan Belfort, yaşadığı akıl almaz hayatı kitap olarak yayınlayınca başlıyor her şey. Leonardo senaryodan çok etkilenip başka projleri olmasına rağmen Martin Scorsese’yi bu filmi ekmeye ikna ediyor. 180 dakikalık, seyretmesi çok zor bir filmi Scorsese öyle bir çekmiş ki, film dersi vermiş adeta. 5 dalda Oscar adayı, en iyi film, yönetmen, erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu ve uyarlama senaryo. Umarım “en iyi film” “en iyi yönetmen” ve “en iyi uyarlama senaryo” dalında hakettiği ödülleri kazanır. Jonah Hill 2012’de 6 dalda aday olup hiçbirini kazanamayan “Moneyball” filminde bu defa Brad Pitt’le oynamış, yine en iyi yardımcı erkek oyuncu adayı olmuştu. Bu filmdeki rolü onu tanıdığımız “superbad” tarzı gençlik filmlerindeki absürd karakterlerin büyümüş hali gibi, filme renk kattığı kesin, ama bir Oscar mı? Jared Leto ve Barkhad Abdi dururken tabiki hayır. Leonardo’nun bu 5. Oscar adaylığı, 1994’te What’s Eating Gilbert Grape ile 19 yaşındayken en iyi yardımcı erkek oyuncu adayı olmuş, Oscar’ı The Fugitive’deki Tommy Lee Jones’a kaptırmıştı. En iyi erkek oyuncu dalında ise 2 defa kaybetti, 2005’te Aviator ile adayken Ray’deki Jamie Foxx’a, 2007’deki ise The Last King of Scotland”’deki Forest Whitaker’a karşı kaybetmişti Leonardo bu yıl sadece “en iyi erkek oyuncu” dalında değil, eğer The Wolf of Wall Street en iyi film dalunda da ödül kazanırsa yapımcı olarak da çıkıp ödül alacak. Filmi Adamintown’da daha detayı anlatmıştım, okumak isterseniz burada. Leonardo sadece Golden Globe’da ödül aldı, o da Golden Globe’da en iyi erkek oyuncu dalından “drama” ve “komedi-müzikal” ayrımı olduğu için. Drama’da Matthew McConaughey kazanırken, Leonardo’ya “komedi-müzakal” dalında en iyi erkek oyuncu ödülü verdiler.Oscar’da böyle bir ayrım olmadığı için Matthew ve Leonardo kapışacaklar. Yeterki 12 Years a Slave’deki Chiwetel Eijofor kazanmasın, ikisinden biri kazansın razıyım.
Her (5 dalda aday) 1/5
Spike Jonze olması gerektiği gibi en iyi orjinal senaryo dalında Oscar kaandı. (3 Mart)
Joaquin Phoenix’in canlandırdığı Theodore karakteriyle “en iyi erkek oyuncu” dalında aday gösterilmemesine isyan ettiğim, Scarlett Johansson’ın sesiyle hem Theodore’u hem de izleyiciyi kendine aşık ettiği, başdöndürücü, hastalıklı derecede yaratıcı bir film. Spike Jonze’un yazıp yönettiği bu filmi defalarca izleyeceğimi biliyorum. Spike Jonze daha çok müzik videosu ve belgesel-kısa filmlerle ilgileniyor ama ne zaman film yapsa aklımızı uçuyoruz. Being John Malkovich (1999) ve Adaptation. (2002) dersem bir önceki cümlem anlam kazanır sanıyorum. Being John Malkovich ve Adaptation.’ı o yazmamıştı, sadece yönetmişti ama Her’ü yazan, yöneten ve hatta Oscar adayı olduğu en iyi orijinal Şarkı dalında da aday Spike Jonze. “The Moon Song”u Karen o bestelemiş, sözlerini Karen o ve Spike Jonze birlikte yazmışlar. Her de 5 dalda Oscar adayı, en iyi film, orjinal senaryo, müzik, orijinal şarkı ve sanat yönetimi. İlk kez Woody Allen adayken onu tutmuyor olacağım ama Golden Globe’da olduğu gibi Oscar’da da en iyi orijinal senaryo’da Spike Jonze’un kazanmasını çok istiyorum. Joaquin Phoenix’in hakkı yendi, bare Spike Jonze’unki yenmesin.
Dallas Buyers Club (6 dalda aday) 3/6
Matthew McConaughey en iyi erkek oyuncu, Jared Leto ise en iyi yardımcı erkek oyuncu ve makyaj-saç Oscarlarını kazandı. (3 Mart)
Hazırladığım Matthew McConaughey Özel Dosya’sını okumuş muydunuz? Matthew McConaughey, yıllarca bu filme hazırlandığını ve en sonunda oyunculuk dersi vererek tüm Hollywood’a artık romantik komedilerle ilgilenmediğini duyurdu. Sadece film için verdiği 30 kilo değil, eşcinsel olmayan ve hatta bu konuda baya hödük sayılabilecek bir Teksas’lı adamın, tedavisi olmayan yıllarda AIDS virüsü kapması ve ölmemeye karar vermesiye hem kendini hem de daha önce görmeye tahammül edemediği bir sürü eşcinsel AIDS hastasını iyileştirme yolculuğunu anlatan müthiş bir karakteri canlandırıyor. Ağır Teksas aksanı ve hödük tavırları, bu dram dolu bir filmde müthiş işe yaramış, adeta onun için yazılmış bir film gibi. Kesinlikle ödül almalı, umarım Matthew kazanan olur Matthew kazanmazsa Leonardo kazansın. Dallas Buyers Club 6 dalda aday, en iyi film, erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, kurgu, makyaj-saç ve orjinal senaryo. En iyi film’de The Wolf of Wall Street’ten daha iyi olduğunu düşünmüyorum, En iyi orijinal senaryo’da ise Her’den daha yaratıcı değil. En iyi yardımcı erkek oyuncu adayı Jared Leto çok çok iyiydi, ama diğer tarafta hayatındaki ilk ve tek filminde oynayan Barkhad Abdi var, Barkhad’ın çaresz bir Somalili korsan olduğuna izleyen herkes inanmıştır eminim. İşin eğlenceli tarafı bu ikili diğer ödüllerde de karşı karşıyaydı, Golden Globe ve SAG ödüllerinden kazanan Jared Leto oldu, Bafta’da ise ödülü Barkhad Abdi aldı.
Philomena (4 dalda aday) 0/4
Malesef hiçbir dalda ödül kazanamadı. (3 Mart)
En iyi film, kadın oyuncu, uyarlamam senaryo ve müzik dalında aday olan Philomena harika bir filmdi, Judi Dench her zamanki gibi müthişti. Katolik rahibe kilisesinde okuyan Philomena hamile kalır, kilise tarafından çocuğunun gizlice başkasına evlatlık verilir, yıllarca günah işlediğini ve bunu hakettiğini düşünür. 50 yıl sonra aklı başına gelip çocuğunu bulmaya karar verir, ona yardımcı olan gözden düşmüş gazeteci Martin rolündeki Steve Coogan da harika oynamış. Ama nasıl desem, film harika, oyunculuklar harika ama bir daha seyretmek istemezsin ya, bu yılki filmlerden Philomena, 12 Years a Slave ve Nebraska tam olarak bu kategoriden, müthiş ama 1 defa izlemek yetti, ikinciye izlemeye tahammül edemem.
12 Years a Slave (9 dalda aday) 3/9
En iyi film, en iyi uyarlama senaryo ve Lupita Nyong’o en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscarlarını kazandı. (3 Mart)
Bu filmi de adamintown’da uzun uzun anlatmıştım. Çok sıkıcı ama tarih dersi gibi sağlam bir film, izlenmeli demiştim. Bu filmin arkasında da Brad Pitt var, yapımcılığını üstlenmiş, filmde sürpriz bir rolü de var. Film gerçek hayat hikayesine dayanıyor. 9 dalda Oscar’a aday, en iyi film, yönetmen, erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, kurgu, kostüm, sanat yönetimi ve uyarlama senaryo.En iyi erkek oyuncu adayı Chiwetel Ejiofor İngiliz olduğu için Bafta’da kazandı. Lupita Nyong’o ise Jennifer Lawrence’a karşı Golden Globe ve Bafta’da kaybetmişti ama SAG ödülünü aldı. Film Golden Globe’da Drama dalında en iyi film ve Bafta’da en iyi film ödüllerini kazandı. Benim en iyi film adayım The Wolf of Wall Street, kesinlikle bu film değil. Evet çok iyi ama çok sıkıcı, kimse kusura bakmasın.
Captain Phillips (6 dalda aday) 0/6
Malesef hiçbir dalda ödül kazanamadı. (3 Mart)
Tom Hanks’le aram hiç yoktur ama yine de hayatının en iyi oyunculuğunu yapmış demiştim adamintown’daki yazımda. Filmi izleyen herkes Hanks’e bayıldı ama buna rağmen aday gösterilmedi, çok entresan bir durum. Captain Phillips en iyi film, yardımcı erkek oyuncu, kurgu, ses kurgusu, ses miksajı ve uyarlama senaryoda Oscar adayı. Yukarıda Dallas Buyers Club’da bahsettiğim gibi Jared Leto ya da Barkhad Abdil’den biri kazansın yeter.
Nebraska (6 dalda aday) 0/6
Malesef hiçbir dalda ödül kazanamadı. (3 Mart)
Aynı Philomena ya da 12 Years a Slave gibi, harika film, nefis oyunculuklar ama film ikinci defa seyredemeyecek kadar yetti, arttı. Filmin Oscar adaylıklarının tamamı sağlam kategorilerden, hiçbiri teknik değil; en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu, en iyi görüntü yönetimi ve en iyi uyarlama senaryo. Çok güzel bir filmdi ama aday olduğu her kategoride ondan iyileri vardı, ödül kazanmasını hiç beklemiyorum. Filmin neden siyah-beyaz olduğu ise ayrı bir soru işareti.
Gravity (10 dalda aday) 7/10
En iyi yönetmen, görüntü yönetimi, kurgu, müzik, ses kurgusu, ses miksajı ve görel efekt dalında Oscarları kazandı. (3 Mart)
En iyi film, kadın oyuncu, görüntü yönetimi, yönetmenlik, kurgu, müzik, sanat yönetimi, ses kurgusu, ses miksajı, görsel efekt olmak üzere toplam 10 dalda Oscar adayı olan, Oscar tarihi için de nadir filmlerden. Filme bayılmıştım, 2013’te sinemada izlemesi en zevkli filmlerden biriydi, adamintown’da anlatmıştım. Ancak bir tarihe damgasını vuracak bir Oscar filmi mi, kesinlikle hayır. Yönemen Alfonso Cuaron hem Golden Globe’da hem de Bafta’da kazandı. Yönetmen Oscar kazanırsa çok da haklı bulurum, bir stüdyo filmini üstelik neredeyse filmin tamamında sadece Sandra Bullock’u bir uzay mekiği içinde seyrettiğimiz, küçücük alana hapsolmuş bir filmi, gerçekten uzaydaymış gibi, gerçekmiş gibi çekmek büyük bir marifet ve eminim pek çok yönetmen adayına ilham vermiştir. En iyi yönetmen konusunda bence yarışan The Wolf of Wall Street ile Martin Scorsese ve Gravity ile Alfonso Cuaron. Sandra Bullock’un aday olması bile şaşırtıcı, Juni Dench, Cate Blancett, Meryl Streep ondan çok çok daha iyi oyunculuk sergilemiş. Sandra Bullock adaylar arasında sadece Amy Adams ile denk.
American Hustle (10 dalda aday) 0/10
Neyseki hiçbir dalda ödül kazanamadı. (3 Mart)
En iyi film, yönetmen, erkek oyuncu, kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, kostüm, kurgu, sanat yönetimi ve orjinal senaryo olmak üzere şaşırtıcı derecede en önemli kategorilerde Oscar adayı. Burada tekrar tekrar çemkirmek istemiyorum. Adamintown’da detayıca anlatmıştım. Ama gerçekten David O. Russell’ın ve itici oyuncuğu ile beni fena halde boğan Jenifer Lawrence’ın Hollywood tarafından bu kadar yüceltilmesi rahatsız edici oldu. Umarım hiçbir dalda kazanmaz, adaylığın haklı olduğu tek kategori Kostüm, onda da The Great Gatsby açık arar daha iyiydi.
Cate Blancett – Blue Jasmine ile en iyi kadın oyuncu Oscarını kazandı. (3 Mart)
En iyi film dalında aday olmayıp, en iyi kadın ve yardımcı kadın dalında ikişer Oscar adayı çıkaran filmler Blue Jasmine ve August : Osage Country’den de bahsetmek isterim. 2005’ten bu yana Woody Allen’ın yaptığı filmlere ayrı bir hayranlığım var, senaryoları hep nefes kesici, filmler çarpıcı gelmiştir bana. Özellikle Match Point, Cassandra’s Dream, Vicky Cristina Barcelona ve Midnight in Paris. Bue Jasmine o kadar etkilemedi beni açıkçası ama Cate Blancett’in oyunculuğu dumur etti. Oscar adayları arasında, Golden Globe, Bafta ve SAG olmak üzere 3 ödülü de kazanan sadece Cate Blancett var, eminim bu akşam da Oscar’ı o alacak, yoksa skandal olur. Meryl Streep ve Julia Roberts’lı August : Osage Country tiyatrodan oyunundan uyarlama bir film, aile için diyalogların ön planda olduğu çok etkileyici bir film. Meryl Streep her zamanki gibi büyüleyici ama ne bileyim, televizyon filmi gibi sanki, Oscarlık bir baş yapıt kesinlikle değil. Bu gece de bir gelenek olarak Oscar töreniyle sabahlamak üzere tv karşısına oturacağım, sonra adettendir uyuya kalacağım, sabah 7 gibi TV sesiyle irkilip hemen Oscar.go.com ‘a tıklayıp kazanlara bir bir bakacağım, youtube’da konuşma videoları arayacağım. Bu yazıda değişiklik yapmayıp, sadece kazananları kategori kategori ekleyeceğim. Umarım herkes için eğlenceli bir Oscar gecesi olur, bu yazı ve tablo da keyfinize keyif katar.
4 comments
Sinemayla ilgili yazılarınızı okumak çok ama çok keyifli :) Dört gözle yeni yazılarınızı bekliyorum :)
çok teşekkürler, ihmal etmişiz sinemayı, 2 gün içinde yeni bir sinema yazısı ekleyelim öyleyse :)
Teknolojinin, internetin insanlari birbirinden uzaklasitirdigi tartisaladursun bana sizlerle tanisma imkani sagladigi icin cok sansli oldugumu dusunuyorum… Ayni ilgi alanlarina sahip kac kisi gunluk yasamdan hayatimiza giriyor ve onlarla cogalma sansini yakaliyoruz ki ? Twitter basta olmak uzere internet alemine beni sizlerle tanistirdigi icin tesekkuru bir borc biliyor bu harika Oscar Gecesi yazinizin altinda bu tesekkuru hakkiyla yerine getirmek istiyorum :) Yine harika bir post olmus tabi ki :)
Konusmayi cok uzattin muzigi gelmeden once :) yazimi burada bitiriyorum :) Emeginize goruslerinize saglik :)
çok çok çok teşekkürler! bu motivasyonla bir oscar yazısı daha yazabilirim, o kadar çok mutlu oldum :))